- Henüz kategori yok.
-
Belçika Derbisi: Anderlecht - Club Brugge Maçında Vana…09.11.2025
-
Bursaspor, TFF 2. Lig'de Kritik Gebzespor Deplasmanınd…09.11.2025
-
Athletic Bilbao ve Oviedo San Mamés'te Kritik Galibiye…09.11.2025
-
Trendyol 1. Lig: Pendikspor - Ümraniyespor Maçı Ne Zam…09.11.2025
-
Galatasaray'dan Kış Transferinde Çifte Hamle: Lookman …09.11.2025
-
Rodrygo'nun Real Madrid'deki Beklenmedik Düşüşü: Premi…09.11.2025
-
İznik'te Feci Kaza: Elektrikli Bisiklet Sürücüsü Tırla…09.11.2025
-
Muşspor'dan Kritik Kahramanmaraş Deplasmanı: Play-off …09.11.2025
-
Serie A: Atalanta - Sassuolo Maçı İlk 11'leri ve Detay…09.11.2025
-
Guingamp'ın Sahadaki Zorlukları: Başarısız Sezon Önces…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#gelecek
Şimdi Ağdam için yeni bir dönem başlıyor. Büyük planlarımız var. İşgal altındaki topraklarda her şey yok edildi. Ağdam şehrini yeniden kuracağız. Devlet vatandaşların oraya dönmesine yardım edecek.
Türkiye'nin geleceği çelikten yoğruluyor; belki biz olmayacağız ama bu çelik aldığı suyu unutmayacak.
Tarih, gelecek için kavga verip, yitmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları hiç unutmaz.
Artık, bugünkü Özbekistan dünkü Özbekistan değildir. Halkımız da 5 yıl önceki halk değildir. En büyük başarılarımızdan biri de özgürce, kendi elimiz ve emeğimizle yarınımıza kayıtsız olmadığımızı bir kez daha dünya kamuoyuna kanıtladık. Bugünkü zafer için halkıma şükranlarımı sunuyorum. Artık geriye dönüş yok, Özbekistan sadece ileri gidecek
İnsanlık bir gün, biyolojik olarak kendisine benzeyen, bir ana-babası, yavrusu, yüzü, duyguları olan, acı çeken, mutlu olan, başka canlıları hunharca öldürüp yeme cinnetinden kurtulacak. Bundan adım kadar eminim. İlerideki kuşaklar bizim çağımızı hayretle okuyacak ve “Sahiden mi? Canlıları ödürüp onların ölü gövdelerini mi yiyorlarmış?” diye inanamayacaklar.
Birlikte hareket ettiğimizde bu ülkenin çocuklarını dünyada dimdik ayakta duracak şekilde sağlık, mutluluk, huzurla akranlarıyla yarışacak noktaya getireceğimize inanıyorum.
Lise öğrencilerimizin bu ülkenin geleceğini tasarlayan projelere kafa yorması, özgün fikirlerin peşinden koşması bizim için çok çok önemli. Bu çabalar maraton koşu gibi uzun soluklu. Bu tür çalışmalar sizi sadece bir yarışmaya hazırlamıyor, sizi hayat disiplinine, gelecekte bir mesleğe hazırlıyor, dünya standartlarında iş yapabilmeye hazırlıyor. Çalışmalarınızın geliştirilebilmesi için her türlü katkıyı sağlamaya hazırız. Sizin önünüzdeki gelecek aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği.
Uzaktan eğitimi önümüzdeki yıllarda da Türk eğitim sisteminin olağan bir parçası olarak yapmak için yeni bir proje çalışmasının içindeyiz.
Çevre zekası, etrafımızdaki araçlar, gereçler, ulaşım, nesne anlamında ne varsa zekası artıyor. Çocuklar son derece zeki bir çevreyle baş başa kalacak. Bize diyecekler ki, ‘Siz bizi neye hazırladınız?’ Fabrikasyonlardaki üretim sistemleri, teknolojinin dijital dönüşümüne baktığımızda, eğitimin kendisini hızla dönüştürmesi gerekiyor.
Ümit, benim ruhumun zarurî ihtiyaçlarındandır. Bir nebat nasıl gıdasız, havasız ve ziyasız duramazsa, benim ruhum da ümitsiz yaşayamaz.
Geçmişsizseniz, geleceksizsinizdir. Fakat geçmiş sizseniz, gelecek de sizsiniz demektir.
Şu an yaşadığımız tarih, bizim yaptığımız veya icat ettiğimiz bir tarih değil. Batılıların yaptıkları ve icat ettikleri bir tarihi biz de yaşamak için çırpınıp duruyoruz. Tarihimizi (=geçmişimizi ve geleceğimizi), kaderimizi, kendi ellerimize almayı başaramadığımız sürece kendimiz olarak varolabileceğimizi elbette ki söyleyemeyiz.
Sonunda gülümsüyorum, dünyayı tek hayal ediyorum ve inanıyorum ki olabilecek de, güzel bir gün geliyor.
Barış, yarın yeni bir dünya kuracağız demesidir. Ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle. Barış budur işte!
Geçen hafta tören geçişini ve genç Kraliçemizin muhafızlarının başında ata binişini izledim... Kuşkusuz İngiliz ırkından hiç kimse böyle bir gösteriyi gurur duymadan izleyemez. Ancak düşünen hiçbir erkek ya da kadın şu korkunç sorudan kaçamaz: Tüm bunlar neye dayanıyor? Bin yıllık geleneklerin ve zaferlerin, piyasaların, ticari ve finansal işlemlerin gelgitleriyle karşı karşıya kalması gerçekten de zor görünüyor... ve ödeme gücümüzün ve dolayısıyla itibarımızın ve nüfuzumuzun bağlı olduğu dar marjları aydan aya izlemek zorundayız. Ancak elli milyon adalı, sadece otuz milyon için yiyecek yetiştiriyor ve geri kalanı için kendi çabalarına, becerilerine ve dehalarına bağımlı, daha önce görülmemiş ya da en azından kaydedilmemiş bir sorun sunuyor. Tarihte hiçbir zaman bu kadar büyük, bu kadar karmaşık, yaşam tarzından bu kadar emin, bu kadar baş döndürücü bir yükseklikte ve bu kadar tehlikeli bir temel üzerinde duran bir topluluk olmamıştır.