#futbol

Arif ama her maç kendini yere atıyordu. Bir keresinde yine İnönü'de Beşiktaş-Galatasaray maçı var. Biz her maçtan önce hakeme derdik: "Hocam aman, bak Galatasaray'da Arif oynuyor. Kesin atar kendini, dikkat et" diye... O maçta da söyledik, hakem "tamam" filan dedi ama, 10'uncu dakika yine penaltı, yine Arif!

Ben, ülke sevgisinin en yoğun haliyle yaşandığı bir evde büyüdüm. Uzaktan sevdim belki ama memleketimi her zaman kalbimin, ruhumun en kıymetli yerinde taşıdım. Çok şükür hayat bana hayalini kurduğum her şeyi sırasıyla yaşattı. Milli formamızı çeşitli yaş gruplarında yüze yakın kez giydim. O formayla sahaya ayak bastığım her dakika, hayatımın en büyük gurur anlarıdır.

Çocukluk aşkım, yaşam kaynağım, tutkum olan futbol hayatım boyunca tarifsiz nice gururlar yaşadım. Yeri geldi mutluluğumu tarif edemedim yeri geldi üzüntümü belli edemedim. Çok kıymetli insanlarla çalıştım, çok kıymetli insanlar tanıdım. Çok da yıprandım, kırıldım. Ama futbola olan sevdam hepsinin üstündeki profesyonelliğim ile kimseyi kırmadan, saygısızlık etmeden bugünlere geldim, en azından böyle olduğunu umut ediyorum. Ben Mehmet Topal; yıllarca beni bağrına basan tüm taraftarlara, çalıştığım tüm kulüplerdeki baştan sona emek veren herkese, tüm başkanlarıma, tüm hocalarıma, benimle yürüyen tüm takım arkadaşlarıma, bizler için emek harcayan medya mensuplarına, her daim yanımda olan canım aileme, dostlarıma ve bana destek veren herkese binlerce kez teşekkür ederim. Hepiniz hakkınızı helal edin. Bambaşka bir serüvenin ilk adımını atmaya giderken hepinizin huzurunda saygı ile eğiliyorum. Hoşça kalın.

Liste
Yükleniyor…