Zenginlik olmadan düşüncesizce ona özgürlük vermede, onun fiziksel işkencesini zihinsel bir işkence ile değiştirirsiniz. Böylece insanlara özgürlük verdiğinizde, konforun ve endüstriyel çekiciliğin garantisi olan iki destekle desteklenmeli ...
- Henüz kategori yok.
-
Giresun Bulancak Belediyesi Hangi Partinin Yönetiminde?10.11.2025
-
İstanbul'da 10 Kasım Pazartesi Elektrik Kesintileri: B…10.11.2025
-
Konya'da Duyulan Şiddetli Patlama Seslerinin Nedeni Be…10.11.2025
-
Müge Anlı'da Şoke Eden Vurgun: Kızları Ev ve Araba Sat…10.11.2025
-
Ede'de Acil Ambulans Sevkıyatı10.11.2025
-
Gelin Evi'nde 150 Bin TL'lik Büyük Ödül Sahibini Buldu…10.11.2025
-
Güntekin Onay'ı Hedef Alan Şüpheli, BeIN Sports Binası…10.11.2025
-
Cemre Baysel'in Aşk Hayatında Yeni Gelişme: Blok3 Sonr…10.11.2025
-
10 Kasım 2025 Pazartesi Tüm Kanalların Yayın Akışı: Sh…10.11.2025
-
ATV Canlı Yayın Rehberi: Frekanslar, Dijital Platforml…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#ekonomi
Simide, suya zam yapılırken, gübre 1000 liradan 2000 liraya çıkarken, salça 14 liradan 40 liraya çıkarken, bu fındığın suçu günahı nedir ki 3 dolardan 2 dolara indi. Buna da sahip çıkılsın istiyor ve sesimizi duyurmak için bir aydır mücadele ediyorum. Fındık üreticisinin sesini duyurmak için gayret gösteriyorum. Bu basın açıklamasını geçen hafta yapacaktık. Sayın İçişleri Bakanımız, sayın valimiz dediler ki; ‘Erteleyin, TMO fiyat açıklayacak’. Bizim niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Onun için erteledik. AK Parti Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız, sürekli televizyonlara çıktı beyanat verdi. ‘Pazartesi açıklanıyor, Çarşamba açıklanıyor, olmadı Cuma, olmadı haftaya’. ‘TMO fındığı alacak’ diye bağırıyordu. Biz de umutla TMO fındığı alacak diye bekledik.
Ekonomik kriz demokrasilerde farklı seçim sonuçları çıkarır. Siz ekonomik krizden Aliyev’in, Maduro’nun, Mübarek’in, Mugabe’nin seçim kaybettiğini duydunuz mu?
Gerçek devrim, altyapı devrimidir. Yani, üretim ilişkilerini yeniden düzenleyen ve ekonomik güce el değiştirten devrimdir.
Ekonomide ve devlet yapısında bir enkaz devraldık. Çetin bir dönem geçireceğiz. Barışı getirmeye kararlıyız.
Biz, Türk insanının bir gün dünyayı fethettiğini biliyoruz, uzun bir süre boyunca. Şunu da biliyoruz. O ruh her bir Türk vatandaşının içinde mevcut. Bu ruh tekrar büyüyor. Yirmi yıl önceki Türkiye bugünkü Türkiye değil. Bu büyüme, hızlı. Bunu bugün burada ihracatta, ekonomide görebilirsiniz. Türk ürünlerinin her yere ihraç edildiğini biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) El Salvador’dan bahsetti. Bizim ülkemiz küçük ama bir yılda ticaret hacmini yüzde 80 artırdık.
Herkesin geçimini sağlamak zorunda olduğu şeklindeki kesinlikle aldatıcı düşünceyi ortadan kaldırmalıyız.
Uzun vadede, küresel siyaset tek bir devletin elindeki hegemonik gücün merkezileşmesine giderek daha uygunsuz hale gelmektedir. Bu nedenle Amerika, yalnızca ilk ve tek küresel süper güç değil, aynı zamanda muhtemelen en sonuncusu da olacaktır… Ekonomik gücün de daha dağınık hale gelmesi muhtemeldir. Gelecek yıllarda, hiçbir gücün Amerika’nın yüzyılın büyük kısmında sahip olduğu, dünyanın GSYİH’sının yaklaşık yüzde 30’u seviyesine ulaşması beklenmiyor, 1945’te zirveye ulaştığı yüzde 50 seviyesinden söz etmeye bile gerek yok.
Burası bir sanayi ve ticaret bölgesiydi, soğuk faydacı niteliği göze batacak biçimde vurgulanmıştı. Dönemin ruhu, ekonomi düzeneği bizim kentimizi de eline geçirmiş kıyısındaki bir bölgeye yerleşmişti; burası sonradan asalak bir mahalleye dönüştü.
Bu haberler kıyamet alameti. Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte her şeyin daha iyi olacağını düşünmediniz mi? Kaçınız benim gibi buna inanacak kadar aptaldınız? '- "Vay sona erdi. 40 yıl süren nükleer silah tehdidi, sona erdi. Harika, harika!"' YANLIŞ! Şimdi 12 farklı ülkede daha nükleer silah var - 12 kat daha kötü, siktir git! Hayat şimdi daha zor. Çok çalış! Ama iş de yok? Cehenneme git, hahaha.
Ortadoğu'nun önemi de eskiye oranla hızla azalıyor. Bir zaman sonra da önemini tamamıyla yitirecek. Neden böyle düşündüğümü açıklayayım. Arap dünyasının fosil yakıtlar haricinde herhangi bir ürünü yok. Petrol ve doğal gaz haricinde Arap dünyasından ihraç edilen ürünlerin toplamı 5.5 milyonluk nüfusa sahip Finlandiya’nınkileri geçmiyor. Er ya da geç petrol ve doğal gaz bitecek ya da yerini başka yakıtlara bırakacak. Bunun sonucunda Ortadoğu'nun önemi de kaybolacak.
Karl Marx Hıristiyanlığın adaletsizlik, yoksulluk ve eşitsizlikle baş etme konusunda bin beş yüz yılı olduğunu ama bu zamanın sadece bunu başaramayacağını kanıtladığını söyledi. Buna göre Marx, yeni yöntemler geliştirilmesi gerektiğini savundu ve on yıllar boyu birçokları dayanışma temeline oturtulmuş Marksist sosyalist sistemin yoksulluğu sona erdireceğine ve dünyaya barışı getireceğine inandı. Bugün, Tanrı’yı hiçe sayan politikaların ve böylesi sosyal teorilerin geride nasıl nasıl büyük katliamlar bıraktığını görüyoruz. Hıristiyan inancı etkisinde şekillenen liberal ekonominin dünyanın çeşitli bölgelerinde başarıya ulaştığı inkar edilemez ama Afrika gibi güç bloklarının ekonomik çıkarları için savaştığı yerlerde sonuç daha üzücü olmuştur. Böyle durumlarda eski sosyal yapılar ve ahlaki değerler yok edilmiş, sonucunda da kulaklarımızdan silinmeyen acılı bağırışlar kalmıştır. Hayır, Tanrı olmadan hiçbir şey iyi gidemez.
Kriz bize dokunmaz... Keriz ile kriz arasındaki doğru orantıdır aynı zamanda bu... Birincisi çoksa... İkincisi yoktur...
Eğer Sayın Erdoğan ekonomistse hadi düzeltsin ekonomiyi bir an önce. Dört yıldır elini tutan mı var?