Bizdeki Osmanlı özlemi daha çok İslamcı bir devlet yapısı özlemi olarak ortaya çıktı, fakat gelinen noktada bizi bölgede daha da yalnızlaştırmaktan öte bir işlev görmedi.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#dış politika
KKTC ilk defa resmi ismiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak uluslararası bir organizasyonda yerini aldı. İslam İşbirliği Teşkilatı'nda da bildiğiniz gibi gözlemci üyeyiz fakat oradaki adımız Kıbrıs Türk Devleti, dolayısıyla bu gözlemci üyelik bizim için çok daha anlamlı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eylül ayı sonunda BM Genel Kurulu'nda 'KKTC'yi tanıyın' çağrısı sonrasında gelmiş olmasını da çok anlamlı buluyoruz. Ve gözlemci üyeliğin tam tanınmaya giden yolun bir başlangıcı olduğunu değerlendiriyoruz ve çok mutluyuz.
Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'nda bizi yenmekle, sakalımızı traş ettiniz. Kesilen kolun yerine yenisi gelmez, fakat kesilen sakal daha gür çıkar.
1990 sonrası Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’nin yıkımı, sözde “Batılı Değerlerin”in getirilmesi, bu ülkelerin demokratikleşmesine yardımcı olan müdahaleler olarak görülmektedir.
Afrin'e yapılan askeri müdahale, ABD'ye açık bir mesajdır: Suriye'deki savaş sonrası düzen Türkiye'nin onayı olmadan gerçekleşmemeli ve herhangi bir şekilde Kürt kontrolü altında oluşturulacak bir yapılanma Türkiye tarafından kabul edilemez.
Eğer güvenlik tekliflerimize yapıcı yanıt gelmezse ve Batı agresif yoldan yürümeye devam ederse, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in defalarca dediği gibi, Moskova gerekli önlemleri alacak. Rusya'nın ve Rus halkının güvenliği kesinlikle öncelikli ve her koşulda sağlam şekilde sağlanacaktır.
Batılı ülkelerin yayın organlarında Sayın Devlet Bahçeli aleyhinde yazıların çıkması, partimizin doğru yolda olduğunun ve takip ettiği politikaların olumlu sonuç verdiğinin göstergesidir.
ABD’nin İncirlik anlaşmasında Kürtlere ihanet ettiğine inanmıyorum... IŞİD’e karşı alınacak her tedbiri desteklerim.
Suriye'yi yok etmek 2 saatimizi alıyorsa; Tunus'u 1 saate, Norveç'i 28 dakikada yok edebiliyoruz. Çin biraz zamanımızı alıyor, yaklaşık 6 gün kadar. (AB bakanı Egemen Bağış'ın "Bugün Türkiye'nin askeri gücü Suriye'yi birkaç saat içerisinde yok edecek noktadadır çok şükür," açıklamasına karşılık)
ABD, iki potansiyel tehdidi dengelemektense bir mevcut tehdide karşı doğrudan seferber olmak konusunda çok daha yeteneklidir.
Hâsılı, bölgesel ve küresel rol sahibi olmaya çalışan Türkiye, diğer önemli aktörler gibi, “yumuşak ve sert güç” gösterilerini bir arada sürdürüyor. Bu da artık Türk dış politikasının önemli bir boyutu sayılıyor.
CHP'nin Atatürk maskesi düşmüş, altındaki HDP yüzü apaçık görünmüştür. Bunlar zaten Atatürk konusunda samimi olsalardı bugün emperyalizme karşı verilen Mavi Vatan ve Misakımilli konularında devletimizin yanında yer alırlardı. Bunlar Libya'da Hafterci, Suriye'de Esadcı, Pensilvanya'da FETÖ'cü, Kandil'de PKK'lı olmuş ama bir kere bile Türk milletinin yanında durmayı başaramamışlardır.
Siz Amerikalılar; Üçüncü Dünya ülkelerine Iraklı bir köylünün yeni gelinine davrandığı gibi davranıyorsunuz. Üç gün balayı ve ardından tarlalara doğru yola çıkış.
Eğer İran topraklarını elimizde tutmak isteseydik, uluslararası güçleri davet etmezdik.
Birleşik Devletler'in güçlü bir müttefiki olan İran, 1979 devrimiyle birlikte bölgede ve dünya çapında ABD'nin en inatçı mühaliflerinden biri haline geldi. Bugün, Afganistan ve Irak'taki savaşlar nedeniyle İran sınırlarında Amerikan askerlerinin konuşlandırılması, Birleşik Devletleri ve İran'ı her şeye rağmen bazı ortak çıkarları paylaşan, tetikte rakiper ve komşular konumuna getirdi. Tüm bunların nedeni, İran'ın nükleer programları ve terörizmle olan ilgisidir.
Bizim amacımız, sadece bir halkın başına gelebilecek en büyük kötülük olarak savaşa karşı çıkmak değil, Türkiye’nin statükosunu muhafaza etmesinin bizi ilgilendirmediğine, Rusya’ya gösteriş yaparcasına barış zamanı muazzam bir maliyete katlanarak bu ülke lehine yapageldiğimiz silah satışının azaltılabileceğine ve bu tasarrufun İngiliz imparatorluğunun vergi mükelleflerine yönlendirilebileceğine işaret etmektir.
Ekonomi bir risktir, siyaset bir risktir. Aslında hayat bir risktir. Risk almazsanız başarıyı yakalayamazsınız... Bugün Türkiye, statik dış politikadan dinamik dış politikaya geçmiştir. Türkiye'nin dünya ile arasındaki perde kalkmıştır, ufku genişlemiştir.
Biz Geniş Orta Doğu projesinin ve Kuzey Afrika Projesi'nin eşbaşkanlarından bir tanesiyiz.
5 artı 4 üsler kuruldu, ne kurarsanız kurun. 'O kurulan üsleri niçin yaptınız' filan diye sorduğumuz zaman verdikleri cevap çok manidar; 'Ruslara karşı' diyorlar. Ya 'Ruslara karşı' diyorsunuz da Ukrayna'ya karşı Rusların karşısında ne yaptınız, Ukrayna'nın yanında durabildiniz mi, Ukrayna'ya destek verebildiniz mi? Her şeyleri yalan. Bu Batı'ya güven olmaz. Batı'nın alacaksan ilmini alırsın, sanatını alırsın ama siyasette Batı'nın siyasetine güven olmaz. Bunlar bizi Avrupa Birliği'nde bile işte sene 63, o günden bugüne ne yapıyorlar, hala oyalıyorlar. Ne zaman başladı? Aslında 59'da başladı ama o gün bugün hep oyaladılar, niye? Ya bunlarda yalan, aman ya Rabbi, almış başını gidiyor, dürüstlük yok bunlarda, dürüstlük bizim milletimizde var.
Ülkemizin sınırları dibinde terör koridorları kurulmasına asla izin vermeyeceğimizi, bunun için güvenlik hattımızın eksik kalan kısımlarını mutlaka tamamlayacağımızı burada bir kez daha ifade etmek istiyorum. Hiçbir gerçek müttefikimizin ve dostumuzun da ülkemizin bu meşru güvenlik kaygılarına karşı çıkmayacağını, bilhassa da tercihini terör örgütlerinden yana kullanmayacağını umut ediyoruz. Müttefiklerimizden ve dostlarımızdan bu konudaki meşru endişelerimizi anlamalarını ve saygı göstermelerini beklemek en tabii hakkımızdır.
Avrupa Birliğinden bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz. Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusundayız. Rusya ve İran gibi köklü tarihi münasebetlerimizin bulunduğu ülkeleri asla göz ardı edemeyiz.