#din

Erdem özgürlüğü gerektirir , bir yükü taşımak aktif bir güç gerektirdiği için. Baskı yönetimi altında erdem bulunmaz ve erdemsiz bir din de bulunmaz. Beni bir kul haline getirirsen böylece ben o şey için uygun olmayan biri haline gelmiş olurum. Egemenlik dahi benim üzerimde, beni doğası seçme ve özgür iradeye dayalı dine yönlendirmek hakkına sahip değildir.

Evrim teorisi Tanrı’nın varlığını ne inkar eder, ne de teyit eder. Çünkü bilim, doğadaki fenomenleri açıklamakla yükümlüdür. Tanrı ise doğaüstü bir varlık değil mi! Bu konuda bilim ne söyleyebilir ki? Evrim teorisi diyor ki, insanlar doğal bir sürecin sonunda, zamanla meydana gelmiştir. Din de bunu yadsımıyor. Bir kutsal kitabı fen kitabıymış gibi okumak dine yapılabilecek en büyük kötülük bana göre.

Aziz Augustinus 3. yüzyılda, dünyanın 7 günde yaratıldığını anlatan Yaratılış Kitabı’na felsefi bir açıdan bakmamız gerektiğini, Kitap’ın gerçek anlamıyla 7 günden söz etmediğini söylemişti. Bakın, Kutsal Kitap insanlara cennete nasıl gideceklerini anlatmak için yazıldı, cennetin ya da dünyanın nasıl yaratıldığını göstermek için değil. Adem ve Havva hikâyesi elbette insanlığın Tanrı’nın yaratıkları olduğundan bahseder ama altında yatan asıl mesaj şudur: “Birlik olun.” Çünkü o dönemde insan ırkı düşmanlıkla kavruluyordu. Yaratılış Kitabı’nın sosyal bir mesajı vardı demek istiyorum.

Liste
Yükleniyor…