Devrimci Mangalar'daki yoldaşlarımızın hepsi kahramandılar ve ilginçtir, öldürmeye karşıydılar.
- Henüz kategori yok.
-
Gelin Evi'nde 150 Bin TL'lik Büyük Ödül Sahibini Buldu…10.11.2025
-
Güntekin Onay'ı Hedef Alan Şüpheli, BeIN Sports Binası…10.11.2025
-
Cemre Baysel'in Aşk Hayatında Yeni Gelişme: Blok3 Sonr…10.11.2025
-
10 Kasım 2025 Pazartesi Tüm Kanalların Yayın Akışı: Sh…10.11.2025
-
ATV Canlı Yayın Rehberi: Frekanslar, Dijital Platforml…10.11.2025
-
Elle Fanning Başrollü 'Predator: Badlands' Gişede Seri…10.11.2025
-
Müge Anlı ile Tatlı Sert Yeni Sezonunda Şüpheli Ölüm v…10.11.2025
-
Tera Yatırım Teknoloji (TEHOL) 2025/9 Döneminde Net Kâ…10.11.2025
-
EPDK'dan Ekim Ayında Enerji Piyasalarında Yoğun Lisans…10.11.2025
-
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 87. Ölüm Yıldönümün…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#devrim
Adaletsizlik, yoksulluk, kölelik, cehalet - bunlar reform veya devrimle tedavi edilebilir.
Milyonlarca insan açlıktan, veremden ölüyor. Halkın uyanması lazım. Devrim yapılmalı.
Bilimin tarihi herhangi bir kişinin sahip olabileceği küçük sezgileri gerektiren tümüyle devrimsel bir ilerlemedir ancak şu var ki onu yalnızca tek bir kişi başarır.
Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden,halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyorum. Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler, kahrolsun faşizm!
Küba Devrimi ve Viet Kong bize gösterdiler: bunu yapmak olanaklıdır; kapitalist yayılmanın dev boyutlardaki teknik ve ekonomik gücüne karşı direnebilecek ve bu gücü caydırabilecek bir ahlak, bir irade ve bir inanç vardır.
Devrim; yönetim, etkenlik, baskı, şiddet gerektirir. Ütopik estetik durum ise düzenini hepten farklı bir biçimde kuracaktır.
Tüm uygarlık zaman zaman bir devrim volkanı üzerinde ince bir kabuk haline gelmiştir.
İnsanlığın devrim yapmayacak devrimcilere; baş almayan başkaldırılara; şefkati hor görmeyen heyecanlara ihtiyacı var.
Partizan
Ne bir sır
Ne bir gizemdir
Bir bilseniz kardeşler
Ölesiye güzeldir.
Bir sevdadır O
Kalbimizin derinliklerinde
Hemi de
Öyle bir sevda ki
Yedi başlı devlerin
Beylerin bankerlerin
İğrenç işkencecilerin
Kalbimizin derinliklerinden sökemediği
Bir kara sevda
Umuttur O
Yarınımızı süsleyen
Güçlü ve eğilmez
Kaya gibi dimdik
Kan
Barut
Ve ateş ortasında açan bir çiçek
Yediveren bir güldür O
Dağların doruklarında yanan
Tek bir ateştir.
Güneştir O
Bizi ısıtan
Zalimi yakıp kavuran
Silahtır
Düşmanı canevinden vuran
Işıktır yolumuzu aydınlatan
Partizan
Bedrettin'in düşüncesi
Köroğlu'nun savaşçılığı
Pir Sultan'ın kararlılığı
Kawa'nın sabrıdır
Ferhat'ın aşkıdır
Dağları delen
Ahmet'imin kurşunu
Zeki'min ödüdür
Hem ölü
Hem diridir O
Bedeninde kızıl güller taşıyan
Ölürken bile yaşayan
Kıvılcımdır
Bozkırı tutuşturan
Bakmayın şimdi
Boynunun büküklüğüne Onun
Ne bir Eylül fırtınası
Ne bir karakış
Ne de bir bahar dolusu
Solduramaz onu
Çünkü
Habire sulanıyor O
Şahdamarlarımızdan akan
Şarıl şarıl kanlarla
Onu görmek mi istiyorsunuz?
Göğe bakın
Çakan şimşektir
Sayamayacağımız yıldızdır O
Suya bakın
Yüzen balıktır
Bil cümle hayattır O
Göremediniz mi?
Kendinize bakın
Sizsiniz
Halktır O
Bilmem nasıl başlamalı?
Ne demeli,
Nasıl etmeli, Gulasor?
Dün gece yoldaydım,
Arka koltukta kırk numarada
Dimdik uyuyamadım.
Akıp giden arabanın seyrine uyan
Düşlerimi anlatmak istiyorum sana...
Geleceğin düşü ne kadar güzel,
Ve ne kadar ince...
Düşlerim, kıpırdayan, daldan dala konan
Bir serçenin canlılığını, kıvraklığını
Ve hareketlerindeki karmaşıklığı andırıyordu.
Ama bu düşler hayal değil!
Olacak ve olması gerekenin beynime yansımasıydı.
Bazen, en barbar gericiliğin, zülmun ve acının
Özgürlük türkülerini dindiremediği
Munzurun, Torosların doruklarındaydım.
Ateşler yakılı, mavzerler çatılı
İçimdeki ateşle, doğanın o dondurucu soğuğu
Birbirine karşı savaşıyor.
Nöbetteki yoldaş da
İnceden inceye bir türkü tutturmuş:
“De lori, lori, berxamın lori“
Bir iç geçiriyorum derinden,
Nedendir bilmem
302 Mercedesin artan hızına uyuyor düşlerim.
Bir baskındayım bazen,
Elimde dünya gericiliğine kan kusturan
Halkların silahı!
Kendimi yivle set arasında dönen,
Ve döne döne düşmanın ciğerlerini dağlayan
Kızıl kurşunlarda hissediyorum.
Toroslardan geçiyoruz.
İnce Memedi düşünüyorum.
Kel Abdi'yi, Memedin gün batmadan
Anafartaları aşan kanatlı atını,
Hatçe'ye olan aşkını...
Sonra,
Sonra, sen geliyorsun aklıma,
Seni düşünüyorum Gulasor!
Al yanağını,
Bal dudağını
Zülüf saçını,
O minicik yüreğini düşünüyorum.
Bildiğin tek Kürtçe cümle geliyor aklıma:
“Ez buka Kurmancanım“
İçin için gülüyorum...
Uyumuşum, çok kısa bir süre,
Şimdi buradayım...
Anandan aldım haberi, yakalamışlar seni.
İçim buruk, yüreğim çok daha katı.
Üzülmedim diyemem, üzüldüm.
Ama, yanıp yıkılmadım...
Bilmem, biliyor musun?
Düşman zindanda yenilmez diye düşünme hiç,
Hatırla İbrahim'i,
Mehmet Zeki'yi,
Orhan'ı!
Daha kurumadı Cihan'ımızın kanı
Haykır sancağımızdaki kızıl şiarı!
Açıktan olmasa bile,
İçten içe:
"Gerillalar Ölmez, Yaşasın Halk Savaşı!"
Sana diyeceğim şu ki:
Sen olmasan da, olur.
Ama,
Olmanı istiyorum Gulasor
Devrimin ateşinde, coşkusunda, kardeşliğinde, saldırganlığında, imaj ve pozitif birleşme duygusu uyanır; bağlantı niteliği ile gelen bir birleşme: güç olarak sevgi.
Devrim bugün gelirse, nüfusun hiçbir tabakası ne yapacakları konusunda sanayi proleterlerimizden daha az fikre sahip olmazdı.