#demokratikleşme

Unutmamalıyız ki, eğitim konusu demokratikleşme süreciyle de yakından ilgilidir. Demokratik standardı yüksek bir ülke demek, iyi eğitimli, çoğulcu, özgürlükçü, çok renkli bir ülke demektir. Bu nitelikleri kazanmış bir toplum hedefine ulaşmak için çalışmalıyız. Yoksa demokratikleşmeyi başaramamış oluruz.

Sonuçta Başbakan'ın açıklamaları ortada, müzakereden bahsediyor. Başbakan barıştan bahsediyor bazen. Zaman zaman bunu dile getiriyor. Olumlu bir tavır çıkabilir diye düşünüyorum. Onlar da şu gerçeğin farkındalar. Türkiye'de bir sorun var. Bu sorun Kürt sorunudur. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'nin demokratikleşme alanında ilerleyemeyeceği ortadadır. Bu konunun çözümü noktasında AKP derin düşünmeli, gerçekleri görmeli ve buna göre de tavır sergilemeli. Cemil Çiçek'in her konuda tavrının olumlu olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bu konuda da olumlu tavır sergileyecektir ama önemli olan AKP Hükümetinin, Başbakan'ın tavrıdır. Ümit ediyorum ki bu konuda olumlu bir şey gelişir.

Devlet bütün bir halka terörist muamelesi yapıyor. Ama şuna şahidim, Kürtler kesinlikle şiddet istemiyor. (...) Demokratikleşme adımları atılmazsa, Türkiye'yi PKK'dan çok büyük tehlikeler bekliyor. Türkiye, PKK'nın ve diğer Kürt örgütlerinin aysbergin görünen yüzü olduğunu bilmeli. Çok ciddi, ağır bir Kürt sorunu var Türkiye'de. PKK'yı çözsen bile Kürt sorunu çözülmez. Yarın PKK'dan yüz kat daha radikal, daha güçlü, daha kitlesel başka hareketler çıkar. Bu kesin.

PKK patentli bu önerileri uzlaşmacı yaklaşım olarak nitelendiren TÜSİAD'ın Başkanı, kurumunun bu yeni misyonunu bu sözlerle ortaya koymuştur. Bizim TÜSİAD'a öneri ve tavsiyemiz; eğer PKK'nın siyasi hedeflerini benimsiyorlarsa, bunları siyasi bir program haline getirerek, halkın önüne çıkmalarıdır. TÜSİAD'ın partileşme konusunda maddi kaynak sıkıntısı çekmeyeceği de açıktır. Bu bakımdan, siyasi platforma çıkmak; demokrasiye katkı adı altında, sütre gerisinden, siyasi fetva vermek kolaycılığından çok daha dürüst bir yol olacaktır.

Liste
Yükleniyor…