#demokrat parti

Büyük bir çoğunlukla iktidara gelen ve hükûmet olan Demokrat Partinin almaya başladığı bazı kararlar ve yaptığı icraat, bizim gibi Atatürkçü gençler üzerinde bazı olumsuz etkiler yapmaya başlamıştı. Bunların başında Türkçe okunan ezanın yeniden "ezanı Muhammedi" propagandası ile Arapçaya dönüştürülmesi oldu. Bunun maksadı açıktı. Yobaz ve gerici, tutucu zümreyi memnun etmek ve onların desteğini sağlayarak uzun süre iktidarda kalabilmek. Ne Celâl Bayar ne Adnan Menderes ve ne de birçok bakan ve milletvekili dinine düşkün, beş vakit namaz kılan, oruç tutan kişiler değildi. Kaldı ki Atatürk'ün döneminden gelmiş bir hayli bakan ve milletvekili aralarında mevcuttu. Kur'an-ı Kerim'i iyi etüt etmediklerinden ve dini politikaya alet etmek istediklerinden dolayıdır ki bu kararı aldılar.

Şimdi bir şey söyleyeceğim, bazı kesimler yine çok rahatsız olacak. Stalin’e dua etmeli. Stalin II. Dünya Savaşı bitince Ardahan ve Kars’ı istedi ve Türkiye NATO’nun kapısını çaldı. ABD ‘Sen demokrat değilsin, biz seni NATO’ya alamayız’ dedi ve bunun üzerine DP kuruldu, sonra dine ehemniyet verilmeye başlandı. Anlatabildim mi? Bizim eski ulemanın şöyle bir sözü vardır: Cenab-ı Hak, bir dinsiz ile de bu dine yardım edebilir. 1927’den 50’ye kadar din yasaktı.

Beş parasız ve bir sandalyesiz kurulmuş olan Demokrat Parti, dört senede iktidarı ele geçirecek kadar muazzam bir kudretin sahibi olmuştur; bütün baskılara rağmen iktidara gelebilecek kadar muazzam bir kudretin sahibi olmuştur.

Liste
Yükleniyor…