- Henüz kategori yok.
-
La Liga'da Celta - Barcelona Karşılaşmasında Erken Gol…09.11.2025
-
Uluslararası İşbirliğiyle Viyana'da Terör Hedefli Hama…09.11.2025
-
Trabzonspor, Manisa Basket'i Deplasmanda Mağlup Ederek…09.11.2025
-
Van Ferit Melen Havalimanı Erken Açılıyor: Uçuşlar 17 …09.11.2025
-
NBA Heyecanı: Bucks, Rockets Karşılaşması Canlı Yayın …09.11.2025
-
Yer Çekimi Sırları: Hangi Şartlarda Tartıda Daha Az Çı…09.11.2025
-
Lewandowski ve Szczęsny İlk Onbirde: Barcelona, Celta …09.11.2025
-
Real Madrid, Rayo Vallecano Deplasmanında Berabere Kal…09.11.2025
-
A Milli Takım'da Dünya Kupası Elemeleri Öncesi Son Vir…09.11.2025
-
Benfica, Casa Pia Karşısında Kritik Mücadelede: Kadrod…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#demokrasi
Kolektivizm, doğası gereği demokratik olmadığı gibi, bilakis zorba bir azınlığa İspanyol Engizisyoncuların bile hayal edemeyeceği yetkiler verir.
Demokrasi, hak ettiğimizden daha iyi yönetilmeyeceğimizi garanti eden bir sistemdir.
Demokrasi, hürriyet ve değerli sayılan diğer bütün mefhumlar, milletimizin yükselmesine ve güçlenmesine yardım ettikleri sürece saygı görürler. Fakat nifak tohumlarının yeşermesine müsait bir zemin haline gelirlerse, itibarını yitirmekten kurtulamazlar.
Bir demokrasi kurmak için asla devrim yapamazsınız. Devrim yapmak için bir demokrasiye sahip olmalısınız.
İnsan, uzun süren uykusundan uyandı; oy çoğunluğuyla da yitirilen haklarının gene yerine getirilmesini istiyor.
Madem insanlar kendi kendilerine karar almakta bu kadar yetersizdirler, öyleyse demokratik seçme hakkı konusundaki bunca ısrar ve gevezelik neden?
Bir hükümet layık olduğu halk tipine sahiptir. Halklar da layık oldukları bir yönetime sahip olurlar.
Devletin bizim üzerimizde yabancı bir güç değil, kendimizin olduğunu asla unutmayalım. Demokrasimizin nihai yöneticileri bir Başkan, senatörler, kongre üyeleri ve hükümet yetkilileri değil, bu ülkenin seçmenleridir.
Babamın son yıllarında Marko Paşa’yı çıkardığı sırada ve Yeni Dünya gazetesinde yazmayı düşünerek üzerinde en fazla durduğu şey, Türkiye’nin bağımsızlığı ve demokrasiydi.
Belediye'nin aldığı tüm kararlar halkla tartışılmıştır; halkın onayı olmayan hiçbir iş belediye tarafından yapılmamıştır. Tek cümleyle halk belediyede söz ve karar sahibi kılınmıştır. Demokrasinin gereği budur.
Bizim HDP olarak PKK ile bağımız yok. Belge konulması lazım ortaya, aksi takdirdi çok saçma kalıyor iddialar. Biz parlamento seçimlerinde yüzde 13 oy aldık. İki aylık seçim kampanyası süresince 7 HDP’li öldürüldü. Şu ana kadar failler yargı önüne çıkartılamadı. Öldürülen kişiler ellerine silah alarak PKK ile birlikte savaşmış kişiler değildi. PKK bir halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren bir örgüttür. Bizler PKK’nın bu hedeflere ulaşma konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir.
Yolumuz uzun. Yolumuza çok taş koyacaklar ama biz bu yolu birlikte engellerden temizleyeceğiz. Haklarımız için, demokrasi için ve kadın hakları için bu yolu birlikte yürüyeceğiz.
Bence televizyon demokratik söylemi alt etti, seslerin karışımı arasına görsel bir kaos ekledi. Bu gürültünün ortasında sükunetin ne anlamı var?
Demokrasinin ne gibi hürriyetler rejimi demek olduğunu Heriot bilir: O çeşit hürriyetler rejimine kavuşabilmek için vicdan ve tefekkürün bütün zincirlerini kırıp atmak lazımdır.
Bir de şeriat bahanesi demokrasi bahanesi ile değişti. Eskiden şeriata aykırı ne varsa istemezükçülere göre şimdi demokrasiye aykırı!
“...Dünyada ve bizde gençlik adaletsizliğe baş kaldırmaktır. Onu “Demokratik Üniversite!” “Halka dönük üniversite !” haykırışlarının altında yatan temel istek, bu yamuk, bu adaletsiz durumun değiştirilmesidir.
Cumhuriyet’in bize kattığı çağdaş, demokratik, kültürel, iktisadi ve siyasi değerler bizim, bölgedeki diğer ülkelerden farkımızı ortaya koyan somut kanıtlardır.
Mustafa Kemal Atatürk için olumlu olumsuz pek çok şey söylendi, yazıldı; ama seveni de sevmeyeni de şunu kabul etmekten geri kalmadı: Mustafa Kemal, ülkenin yaşadığı bunalım koşullarında hakikaten en uygun insandı. (Kürtleri olmasa da) Türk toplumunu modernleştirmede en cüretkâr adımların atılmasını sağlamıştı ve bu anlamda kayda değer bir devrimciydi; ama aynı değerlendirmeyi, toplumun demokratikleşmesi konusunda yapmak mümkün değildi. Hatta kimilerine göre 1925’lere dek sağlanan nispi demokratik gelişmeleri dahi durdurmuştu.