#dayanıklılık

Düşün gücü olan, teorik dayanağı olan aydın, yalnızlığa en çok dayanabilen insandır. Eğer daha önceki zorunlu tanımlamaları tamamlamak gerekirse, aydın yalnızlığa dayanabilen hayvandır. Ve teorik güç ile yalnızlığa dayanma gücü doğru orantılıdır. Çok büyük bir doğallıkla; çünkü teori dünyadır.

Dayanacağın bir duvarın yoksa ör hadi. Kuvvete dayanamayan adalet âciz, adalete dayanamayan kuvvet zâlimdir.

Elimi verdim, kolumu kaptın, gözümü çektim, aklımı aldın. Yaşam mı, ben mi bedbahtım? Sallanırsa da yıkılmaz tahtım.

Bu rüzgâra dayanabilmek için bir kaya mı olmalıyım? Bu tuğlalar, bir bina yapmak için varlar... Bu dalgalarsa kumdan adalarımı yıkmak için çağlar...

Hep aynı dünya, yine de sabrediyoruz.

En dayanıklı şeyler kişisel özelliklerdir.

Beni ve kuruluşumu ayakta tutan şey, Allah'tan başka hiç bir güce dayanmamak oldu. “Duvara dayanma yıkılır, insana dayanma ölür“ atasözünü bunun için çok beğenirim.

Düşüncenin doğasında iletilmek vardır, yazılmak, konuşulmak, gerçekleştirilmek. Düşünce çimen gibidir, ışığı arar, kalabalıkları sever, melezlenmek için can atar, üzerine basıldıkça daha iyi büyür.

Suya düştüğünüz için değil, sudan çıkamadığınız için boğulursunuz.

Ben güçlü bir kişiyim. Bir boşanma ve ailemden ayrılık yaşadım. Bunun beni çökertmesine asla izin vermedim. Bir alkolik olmadım. Hiç sigara içmedim.

Sadece sevgiye tutunacak gücü olan yaşar.

Büyük edebiyat, iyi edebiyat, büyük romancılar tıpkı sevdiğimiz insanlar, dostlarımız gibi hayatın en karanlık, umutsuz ve sarsıcı anlarında, aklımızın, kalbimizin ve ruhumuzun yetmediği anlarda bize şunu söyler; 'Yalnız değilsin ve bütün bunlar geçer.' Büyük edebiyat, insan için hayatın karşısındaki bütün zayıflıklarına, bütün saldırılarına karşı ayakta kalabilme, güçlü olabilme imkanları açar. Durduk yerde bizim bir yalana, bir kurmacaya bu kadar inanmamızın başka türlü izahı olamaz.

Taşın toprağın ezdiği işçi elleri, erkeklerin ezdiği fahişe derileri, yalanların ezdiği düşkün ruh çeperleri kalın olur.

Kişilikte güç belirsizliğe tolerans demektir.

Evde cebelleşmeyi öğrenenlerin dışarıda başarı şansı yükselmiştir, demek dünya artık sert bir yerdir.

En çok esnek beyinli ve mukavim bedenli adamlar işe yarar.

Düş kırıklıklarına direndiğimizi gözlemek kendimizi sevmemize neden olur.

Acıya dayanma gücü yetinmenin büyüklüğüyle paralel gider, yetinme de bir acıdır çünkü.

Acı çok dağılmış insanın kendini toplama aracıdır, onu matkap gibi kullanıp kişi psikolojik kaya katmanına ulaşır ve o temel üzerinde kendini yeniden kurar.

Eğer inceldiği yerden kopmasına izin vermezsen, gün gelir en sağlam yerinden kopar. Canın yanar, canını yakar.

Nasıl ölmedim, nasıl ölmüyorum kendim de hayret ediyorum.

Bir adamın değeri var mı, yok mu nasıl anlarız? Bütün isteklerine, bütün görüşlerine karşı zorluklar çıkarın. Gerçekten değerli bir insansa, zorlukların hepsini yenmesini bilecektir.

Beden, güvenilmez bir arkadaştır. Ona hakkı olduğu kadarını verin; fazlasını değil. Acı ve zevk geçicidir; bütün karşıtlıklara sükûnetle katlanın ve aynı zamanda da kendinizi, onların gücünün ötesine taşmayı deneyin. Hayal gücü, hastalığa olduğu kadar şifaya da açılan bir kapıdır. Hasta olduğunuzda bile, hastalığın gerçekliğine inanmayın; istenmeyen bir ziyaretçi, sonunda kaçacaktır!

Altın ateşle sınanır, güçlü insanlar zorluklarla.