Mürşit, tertib-i ilahidir Varüsün Nebiy Nedimi ilahi evliya, mensub olduğu peygamberlerinin şeriatını manasını tahrip etmeden yaşantı ve uyarısını günahı kebairler dışında, asra uyumlu mana vazifelisi verilmiş kişiye Mürşit denir!.. Bu sahih mürşitlere biat etmek peygamberlerine biat etmekten farklı değildir.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#biat
Üniversitelerde görüşünü açıklayan öğretim üyeleri değil, kendisine söylenenleri yapacak insanlar aranıyordu. Hâlbuki farklı görüş ve seslerin en çok çıkacağı yer üniversiteler olmalıdır.
Lidere tapınma, yaranma ve ne söylerse söylesin tartışmasız boyun eğme ortak özelliğimiz oldu. Sonuçta toplumları felakete sürükleyen tek boyutlu insan topluğu ülkemizin genel yapısı oldu.
Okullarda din derslerinin artmasını; olur olmaz yere, gereksinme olsun ya da olmasın tapınak yapmasını; bazı duaları günde defalarca tekrarlamayı; günde en az beş defa mesailerini bırakıp tapınmaya gitmeyi; zor şer biriktirdikleri parayı kültürel gereksinmelerine harcayacaklarına kutsal yerlere gidip yüz sürmeye harcamayı; kendileri gibi konuşan yönetici bulurlarsa, nitelikleri ve ahlakları, yetenekleri ne olursa olsun onu demokrasi adına desteklemeyi; kendisi gibi düşünmeyenler olursa onları susturmayı çıkar yol olarak görürler.
Din adamı kisvesi altında toplumu biçimlendiren bu kesim kendilerine büyük çıkarlar sağlasalar da, çocuklarının da içinde yaşayacağı toplumu, onların akıl yürütme yolunu tıkamayla, felakete sürüklemektedirler. Böyle bir toplum hırsızlığı da, arsızlığı da, rüşveti de, yağmayı da, yalan dolanı da “sözde karşı olduğunu söylese de” hoş görür; bunu yapanlara biat eder; fırsat bulunca da kendisi de aynı şeyleri yapar.
Din kisvesine bürünmüş organize işlerdir bunlar… Bu aşamaya gelindiğinde hiç kimse şefin hata yapıp yapmadığına bakmaz, onda keramet aramayı marifet bilir. Onsuz dünyanın dönmeyeceğine inanır. Bir defa bu batağa saplandığında, görüş açısı daraldığı için olup biteni de doğru değerlendiremez. Değerlendiremeyince, şefinin kusurlarını düzeltme yerine, onda keramet aramaya başlar; tek amacı suçlamalar ne olursa olsun biat ettiği kişiyi koruma olur. Bu korumada ahlaki değerleri, dini söylemleri, yasal yorumları istediği gibi yapmayı marifet bilir. Peşine takıldığı kişinin son söylediği onun için yasadır; liderinin daha önce söyledikleri ile son davranışları çelişse dahi, onu anımsamamayı, çıkarları için onları görmemezlikten gelmeyi; hatta hedefe varmak için her türlü ahlak ve yasadışı yolların kullanılmasını mubah görür ve bütün bunları da işbilirlik sıfatı ile taçlandırır.
Bir kapının önünde yatarak beslenmeye alışmışlar, yediği yemeğin kökenini ve doğuracağı maliyeti hesaplamayı hiçbir zaman düşünmezler; onların tek görevi çıkarları sürsün diye sahiplerini koşulsuz korumadır.
Türkiye’de bir sürü mahalle var ve herkes mahallesinin liderine kayıtsız şartsız biat halinde...Ve verilen emri sorgulamadan yerine getirmek... Özgür, bağımsız hareket etmeyi bilememek, becerememek... Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyememek... Eleştirememek, eleştiriye tamamen kapalı olmak...