#beden

Beden, güvenilmez bir arkadaştır. Ona hakkı olduğu kadarını verin; fazlasını değil. Acı ve zevk geçicidir; bütün karşıtlıklara sükûnetle katlanın ve aynı zamanda da kendinizi, onların gücünün ötesine taşmayı deneyin. Hayal gücü, hastalığa olduğu kadar şifaya da açılan bir kapıdır. Hasta olduğunuzda bile, hastalığın gerçekliğine inanmayın; istenmeyen bir ziyaretçi, sonunda kaçacaktır!

Kafa hala sağlamken, bedenin insanı bırakıp gitmesi korkunç bir şey.

Eğer bir adam herhangi bir dini öğretinin öne sürdüğü tüm saçmalıkları sorgulamaksızın kabul ediyor ve hatta bunlar arasındaki çelişkileri görmezden geliyorsa, o zaman bu adamın zekasından şüphe edebiliriz.  İçgüdüsel tutkular akılcı çıkarlardan daha güçlüdür.  Bedenimizi hasta eden benliğimizin baskısıdır.

Bedenimizi hasta eden benliğimizin baskısıdır.

Şu, ruh denen şey feci bir engel.

Fiziksel acı duymak, yaşadığımızı anlamamıza yardım eder.

Hepimiz hayatlarımızı dışarıdan değil bedenlerimizin içinden dışarıya doğru yaşıyoruz. Bu yüzden kurgu onun yapısına sahiptir.

Cesed-i insan; havaya, suya, gıdaya muhtaç olduğu gibi, ruh-ı insan da namaza muhtaçtır.

Ben öldüğümde ne olacak? Gömülebilirim, yakılabilirim, bedenimi bilime teslim edebilirim. Henüz karar vermedim.

Bir kanat ucunuzdan diğerine kadar tüm bedeniniz, düşüncelerinizden başka bir şey değil.

Düşüncelerinizin zincirlerinden kurtulun, bedenlerinizin zincirlerini kırın.

Ey insanlar, günahkar besinlerle bedenlerinizin kutsallığını kirletmeye bir son verin. Ekinlerimiz var, dallarda bütün ağırlıklarıyla sarkan elmalarımız, bağlarda olgun üzümlerimiz var.

Ey insanlar, günahkar besinlerle bedenlerinizin kutsallığını kirletmeye bir son verin.

Beden terbiyesi ruhu eğitmek içindir. Bedenlerin doğrulup düzelmesi ruhun doğrulup düzelmesini sağlar.

Beden ruhun mezarıdır.

Her hastalık önce ruhta başlayıp sonra vücuda sirayet etmiş bir isyandır. İnsanda hastalık kaderin aksiliklerine karşı bir intibaksızlıktır. Simeranya'da her türlü hastalığın âmilini evvela hastanın hayatında ve ruhunda ararlar.

Her sıkıntı bir isyan hazırlığıdır. Ruhta başlayan bu hazırlık vücudun hastalanması şeklinde organik bir isyana çevrilir.

Acı bedende yaşanan bir müzikaldir.

Gerçeklikte bölünmüş değilsin. Gerçeklikte sen ahenk içerisindeki bir bütünsün. Ama bir bütün olmadığını düşünmeye şartlandırılmışsındır. Ve eğer tinsel bir varlık olmak istersen, bedeninle savaşman gerektiği öğretilmiştir. Bedenini fethetmek, onu yenmek, yok etmek... Mümkün olan her yöntemle ona işkence etmen gerekir.

Bu durumda bazı basit içtenlik simgeleri uygun olur. Bir mantra'nın tekrarı veya bir resme sabit bakış onların beden ve zihinlerini daha derin ve daha doğrudan araştırmaya hazırlayacaktır. Her şeyden önce içtenlik kaçınılmaz ve gerekli bir unsurdur.

Çocuk, çalışarak bağımsızlığını arar; beden ve zihin bağımsızlığı.

Aslında yalnız yaşamadığımızı, başka bir aleme ait, aramızda uçurumlar bulunan, bizi tanımayan ve bizi anlaması imkansız bir varlığa zincirlerle bağlı olduğumuzu, hastalandığımızda farkederiz; bu varlık, bedenimizdir.

Vücudumuz, sadece bacaklar, kollar gibi uzuvlardan oluşsaydı, hayata tahammül etmek kolay olurdu. Ne yazık ki, içimizde vicdanı da barındırırız...

Hep o korku, bedenime bir zarar gelir korkusu. Gerçek şu ki, ben tüm yaşamımda bir kerecik bile dövüşmedim.