Batı sürekli para basıyor. Para tek başına karın doyurmuyor. İnsanlara yiyecek lazım. Para basarak enflasyonu yükseltiyorlar. Yoksullar daha da yoksullaşıyor.
- Henüz kategori yok.
-
Belçika Derbisi: Anderlecht - Club Brugge Maçında Vana…09.11.2025
-
Bursaspor, TFF 2. Lig'de Kritik Gebzespor Deplasmanınd…09.11.2025
-
Athletic Bilbao ve Oviedo San Mamés'te Kritik Galibiye…09.11.2025
-
Trendyol 1. Lig: Pendikspor - Ümraniyespor Maçı Ne Zam…09.11.2025
-
Galatasaray'dan Kış Transferinde Çifte Hamle: Lookman …09.11.2025
-
Rodrygo'nun Real Madrid'deki Beklenmedik Düşüşü: Premi…09.11.2025
-
İznik'te Feci Kaza: Elektrikli Bisiklet Sürücüsü Tırla…09.11.2025
-
Muşspor'dan Kritik Kahramanmaraş Deplasmanı: Play-off …09.11.2025
-
Serie A: Atalanta - Sassuolo Maçı İlk 11'leri ve Detay…09.11.2025
-
Guingamp'ın Sahadaki Zorlukları: Başarısız Sezon Önces…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#Batı
Batı'da bile bizi destekleyen milyonlarca insan var ve onların desteğinin farkındayız. Onlarla birlikteyiz. Sömürgeciliğe, zorbalara karşı beraber savaşıyoruz.
Bugün Batı, savaştan Macaristan ise barıştan yana. Biz, savaşı sürdürmek ve derinleştirmek yerine acil bir ateşkes ve barış görüşmeleri talep ediyoruz.
Türkler ne Müslümanlığı, ne milliyetçiliği, ne liberalizmi, ne de sosyalizmi icat ettiler. Bunların hepsi de dışarıdan geldi. Sadece Türkiye’yi incelemek bize Türkiye gerçeğini öğretmez, daha da kötüsü Türkiye dışına kuşkuyla, kaygıyla bakmamıza yol açar. Yapılacak şey Batı’dan ‘felsefe’ ithal etmek değildir, hayali bir ‘Doğu-Batı sentezi’ peşinde koşmak hiç değildir. Yapılacak şey, günümüzde ‘Batı’ adı altında toplanan çelişkiler yumağına bilimsel ve eleştirel yöntemle yaklaşmak, Türkiye’yi bu büyük resim içinde kavramak ve uygarlık kavgamızı da halk güçleriyle, fakat küresel dayanışma olanaklarını da ihmal etmeden yürütmektedir. Ben, bilimsel çalışmaları da bu kavganın bir parçası, hem de önemli bir parçası olarak görüyorum ve tarih, toplum bilimleri ve felsefe alanındaki çalışmalarımda, kendi olanaklarım dâhilinde, bu kavgaya katkıda bulunmaya çalıştım.
1990 sonrası Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’nin yıkımı, sözde “Batılı Değerlerin”in getirilmesi, bu ülkelerin demokratikleşmesine yardımcı olan müdahaleler olarak görülmektedir.
Eğer güvenlik tekliflerimize yapıcı yanıt gelmezse ve Batı agresif yoldan yürümeye devam ederse, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in defalarca dediği gibi, Moskova gerekli önlemleri alacak. Rusya'nın ve Rus halkının güvenliği kesinlikle öncelikli ve her koşulda sağlam şekilde sağlanacaktır.
Batılı ülkelerin yayın organlarında Sayın Devlet Bahçeli aleyhinde yazıların çıkması, partimizin doğru yolda olduğunun ve takip ettiği politikaların olumlu sonuç verdiğinin göstergesidir.
Batı gelişim şekli bakımından değil, değerlerinin ve kurumlarının ayırt edici özelliğinden dolayı diğer medeniyetlerden ayrılır.
ABD olmaksızın Batı, Avrasya kara parçasının ucunda, küçük ve önemsiz bir yarımada üzerinde dünya nüfusunun küçük ve gerileme halindeki bir parçası haline gelir.
Batı, medeniyet düzeninde demokratik ve çoğulcu siyasete olan bağlılığını somutlaştıran karmaşık bir konfederasyonlar, federasyonlar, rejimler ve işbirliğine dayalı diğer türdeki kurumlar sistemi biçiminde evrensel bir imparatorluk muadili geliştirmektedir.
Eğer Batı'nın hava kuvvetleri Sünni Müslümanların Şiilere ve Kürtlere yönelik saldırılarına karşılık vermek için kullanılabiliyorsa, neden Müslüman Boşnaklara saldıran Ortodoks Sırplara müdahale için de kullanılmamışlardı?
Genel olarak bakıldığında Japon ekonomisi, Batı ekonomisinin sözde evrensel yasalarının dikte ettiği şekilde işlememektedir. (...) ABD doları karşısında yüzde birden daha az değer kazandığı halde Japon ticaret fazlası yüksek kaldı ve hatta arttı. Böylece Japonlar hem para biriminin gücünü hem de ticaret fazlasını koruyabildi. (...) Japon ekonomisinin ayırt edici özelliğini ne açıklar? Tabii ki sanayileşmiş büyük ülkeler arasında Japon ekonomisi benzersizdir çünkü Japon toplumu da benzersiz şekilde Batılı değildir.
Tarihsel olarak Batı genellikle birkaç çekirdek devlete sahip olmuştur ve şimdi iki çekirdeği vardır; ABD ve Avrupa'da Franko-Alman çekirdek devleti ile bunlar arasında kalmış ek bir güç merkezi olarak Britanya.
Eğer uzak gelecekte bir noktada Çin, dünyanın egemen medeniyeti olarak Batı'nın yerini alırsa, İngilizce dünyanın lingua franca'sı olma konumunu Mandarin'e bırakacaktır.
İslam ile bir diyalog fikri anlamsız gibi geliyor bana. On sekizinci yüzyılda filozoflar ile Vatikan arasında diyalog yoktu ve İslam dünyasının mollaları ile demokratik Batı arasında diyalog olmayacaktır. On sekizinci yüzyılda Vatikan, kendi en uygun çıkarlarını düşünüyordu ve mollalar da kendi en uygun çıkarlarını düşünüyorlar. Katolik hiyerarşi nasıl kendi iktidar konumunu terk etmek istemiyorsa, mollalar da kendi iktidar konumlarını terk etmek istemiyorlar.
Osmanlı Batı' dan birkaç yüzyıl geri olsa da, şehirleri ve köyleri modern dünyada giderek kaybolan her türlü erdemin son sığınağıdır.
Batı da, din ve devlet işlerinin birbirinden aynlması, uygulamada insanların rahat nefes almasını sağlamıştır. Devlet ve kilise yönetimi ayrı örgütlenmelere gitmiştir.
Amacımız Batı'nın bağlı olduğu iki büyük hazine evinin kontrolünü ele geçirmek: Basra Körfezi'nin enerji hazinesi ile Orta ve Güney Afrika'nın maden hazinesi.
Batı ile mücadele etmek hep zor olmuştur. 16. ve 17. yüzyıllarda yegane-tek süper güç olduk bu bize yeter.
Türkiye'ye ilişkin kendimizi kandırmaya gerek yok; Türkiye, kimi özellikleri aynı olsa bile herhangi bir Batı ülkesi değil. Türkiye'de egemen değer yargıları, kültür mirası, geçmiş, tarih, toplumsal hafıza vb. her şey Batı dünyasından çok farklı. Türkiye Cumhuriyeti'nın uygarlık adına yarattığı kayda değer somut bir şeyden söz etmek çok güç ama Türkiye, ülke olarak, İslam, Osmanlı uygarlığına ait bir ülke. Ve en önemlisi, İslam dünyasında Batı'ya en yakın olan ülke.