#başörtüsü

Ben ne (çoğunluk böyle istediği için) örtünmenin kayıtsız şartsız serbest olmasını savunan türden "demokrat"lardanım, ne de örtünmenin kadın-erkek eşitliğine aykırı olduğu iddiasıyla kayıtsız şartsız yasaklanmasını isteyen "laikçiler"i tasvip ediyorum. Başörtüsü yasağının üniversite öğrencilerine uygulanmasına karşı olduğum gibi, Parlamento'daki halk temsilcilerine ve kamu binalarında kamu hizmetinden yararlananlara uygulanmasını da onaylamıyorum. Ama laik, yani inançlar arasında ayrım yapmayan devleti temsil eden kamu görevlilerinin, kamu hizmeti verenlerin dini simgeler taşımalarının laiklikle bağdaşmadığına inanıyorum.

Başörtüsü, milletimizin olduğu gibi bizim de büyük önem verdiğimiz bir konudur. Başörtüsü sorununu gündemimizden çıkarmamız kesinlikle söz konusu değildir. Bu sorunu hep gündemde tutacağız. Biz buna bir insan hakları meselesi olarak bakıyoruz. Bu çerçevede diğer insan hakları sorunlarında olduğu gibi başörtüsü konusunda da hukuk devleti tatbikatına aykırı uygulamaların ortadan kaldırılması konusunda üzerimize düşen her şeyi yapacağız.

Memuriyetten başörtülü olduğu için hakkında soruşturma açılmış bir öğretmen vardı. Mahkeme salonunda bir önceki duruşmanın bitmesini bekliyorduk. Bizden önceki müvekkil de başörtülü bir kadındı. Hakim içeri girer girmez hanımefendiye başını açması gerektiğini söyledi. Kadın da ona, 'Ben buraya başımı açmadığım için geldim zaten.' dedi. Hakim tekrar, 'Açman gerekiyor.' dedi ayağa kalkarak, biraz azarlar gibi. Ben de dedim ki, 'Hakim Bey, ben kaç yıllık avukatım, duruşma salonuna sanık şu kılık kıyafetle gelecek, diye bir usul bilmiyorum.' dedim. Bana karışmamam gerektiğini söyledi. Sonra o kadın ifade vermeyi reddederek salondan çıktı. Ondan sonra sıra bize gelince hakim bize de aynı şeyi söyledi. Ben de sanık vekili olarak oradaydım, tavrımı koyarak, 'Böyle bir hususu yapmanız sizin bu kişilere karşı önyargılı olduğunuz anlamına gelir. Çünkü sizin önünüze gelen zaten başörtülü olduğu için suç işlediği iddiasıyla önünüze geldi ve siz de başını açmasını istiyorsunuz.' dedim. Dolayısıyla biz reddettik, o da bizim reddimizi reddetti. Sonunda biz başörtülü olarak ifadeyi aldırdık.

Derdimiz davamız örtüyle mi, yoksa zihniyetle mi? Kara çarşafı, siyasi simge olarak az kişi kullanıyor. Kara çarşaf, Anadolu kırsal yaşamının bir parçası. Siyasi simge olarak, türban kullanılıyor. Kadının kullandığı örtü bizim hasmımız mı, onunla mı kavga ediyoruz? 1993'te Bosna'da Müslüman kadınlara, etnik temizleme kampanyasında tecavüz edildiğini öğrendiğimde, yapılan çirkinliklerin kadınları kirletemeyeceğini söylemek üzere, oyalı, beyaz yaşmaklarla Bosna’ya gittim

Geldiğimizde bir hayli vesayet odakları vardı. Basın, sermaye vesayeti, oligarşik bürokrasi, vesayet, vesayet... Hepsiyle tek tek mücadele edildi, bunlar hiç kolay olmuyor. Bugün bir başörtü meselesini unutmamak lazım. Bakın aradan 10 yıldan fazla geçmiş, içlerinde ukde var. Adam çıkıyor ne diyor, 'başörtülü bir hakim benimle ilgili doğru karar veremez' diyor. İşte bunların ufukları bu kadar, artık bütün Türkiye bunu görüyor. Kenetlenmemiz lazım, birlik beraberlik içerisinde ülkemizi yönetmeye devam etmemiz lazım. Bizim kaderimiz Türkiye'nin kaderiyle özdeşleşmiş. Biz, bu ülkeyi yönetmekle sorumluyuz. İnşallah yepyeni bir AK Parti ile 2023, 2053, 2071'e ulaşacağız.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri; Türkiye'de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak burası hiç kimsenin özel yaşam mekânı değildir. Burası devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar; devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. Burası devlete meydan okunacak yer değildir! Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!

Benim görüşüme göre hiç kimsenin ders aldığı yok. Yönetim fırsat bu fırsat diyerek dini siyasete ve en önemli kurumlara sokmayı iyice yaygınlaştırıyor ve perçinliyor. Başörtüsü devletin en önemli yerlerinde resmi giysi haline getiriliyor. En kötüsü de daha beterleri için zemin hazırlanıyor…

Müslüman olmak, Allah'ın rızasına teslim olmaktır. Allah'ın kitabındaki gerçeği olduğu gibi kabul etmek zorundasınız. Ama bunu kabul etmemekte serbestsiniz. Kabul ettiğinizde uymak zorundasınız. Kuran'da, "O iffetli kadınlara söyle, başörtülerini, göğüslerinin üstüne doğru indirsinler" diyor. Bir insan Müslümanım diyorsa, örtünmek zorundadır. Değilse örtünmek zorunda değildir. (Yıl: 1992.)

Liste
Yükleniyor…