- Henüz kategori yok.
-
Daniel Day-Lewis'in "Anemone" Filmiyle Muhteşem Geri D…08.11.2025
-
Milan, Parma Deplasmanında Kritik Virajda: Allegri'den…08.11.2025
-
Bergen County Yargıcı, İç Zarfı Olmayan Oy Pusulaların…08.11.2025
-
Gönül Dağı Dizisinin Sevilen Oyuncu Kadrosu ve Yeni Ge…08.11.2025
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#barış
İnsanlarda tek güzel kanun, suyu ışık yapmaları, düşü gerçek yapmaları, düşmanı kardeş yapmalarıdır.
İnsanlık tarihinde, dincilikten de, şovenist milliyetçilikten de, barışın, demokrasinin, adaletin ve özgürlüğün çıktığı görülmüş şey değildir.
Eril dil sadece erkeklerin kullandığı dil anlamına gelmiyor. Kadınlar, hepimiz de kullanıyoruz o dili, çünkü binlerce yıllık erkek egemen toplumun içimize işlettiği dil o. İsterseniz askercil, savaşçı iktidar dili diyelim. Düşünün, Tanrı bütün tek tanrılı dinlerde erkektir, babadır. Peygamberler, tebliğciler de öyle... Buradan başlar iktidar sorunu. Erkeklerin şeytan, kadınların melek olduğunu hiçbir zaman düşünmedim, ama doğurmaya ve yaşamı koruyup sürdürmeye göre yapılanmış ve koşullanmış kadın, barış ve uzlaşma diline biyolojik açıdan bile daha yatkındır. Erkek iktidarının çemberlerini aşabildiği oranda tabii.
Bu dünya nükleer devlerin ve etik bebeklerin dünyası. Savaş hakkında bildiklerimiz barış hakkında bildiklerimizden, öldürme hakkında bildiklerimiz ise yaşama hakkında bildiklerimizden daha fazla. Atomun gizemini çözdük ama dağdaki vaazı reddettik.
Gittikçe daha fazla, dünya insanlarının seçimi, dünya savaşçıları veya dünya vatandaşları olmak arasındadır.
Henüz barışı eğitimimizin temeli haline getirmedik. Dünyadaki en önemli konu neredeyse hiç öğretilmiyor.
Dünya baş döndürücü bir değişim içinde. Yirmi birinci yüzyılı barışla, sevgiyle, hümanist değerlerle kucaklamak istiyor. Hep beraber el ele barışı sağlama gücümüz var.
Ülkeye silah girmeye devam ederse durum daha da kötüleşecek. Suriyelilerle savaşanlar Suriyeliler değil -savaşa karışanlar Suriyeli olmayanlar. Ülkemize silah getirmek yerine barış getirin. Silahlar bir kanser gibidir- bizi yok etmekle tehdit eden yabancı bir vücut. Başkan Obama'ya şunu söylemek isterim, her zaman barıştan bahsediyorsunuz... lütfen bizi rahat bırakın ve bu barış fikirlerini hayata geçirin. Sizin kendi demokrasi anlayışınız var ve bu çok güzel ama bu bizim demokrasi anlayışımız değil; bırakın biz kendi demokrasi anlayışımızı geliştirelim.
Şiddeti ortadan kaldır ve tüm ayrımcılık düşüncelerini serbest bırakarak sevmeyi unutma.
Bizi öldüren şeyin birbirimizi suçlamak olduğunu gördüğümüzde, bizi öldüren şeyin farklı görüşler değil, bu görüşleri hoş görememek olduğunu gördüğümüzde birbirimizi suçlamayı bırakacağız.
İkinci Dünya Savaşı'nda dünya tarihi açısından önem taşıyan bir zafer kazandık. Ancak bu savaşta 20 milyondan fazla Sovyet vatandaşı öldü, 70.000 kasabamız ve köyümüz harap oldu ve ulusal zenginliğimizin üçte biri yok oldu. Savaşın yaraları artık sarıldı. Bugün Sovyetler Birliği, her zamankinden daha güçlü ve müreffeh bir ülkedir. Ancak savaşın bize verdiği dersleri çok iyi hatırlıyoruz ve Sovyetler Birliği halklarının barışa bu kadar çok değer vermesinin nedeni budur; bu nedenle partimizin ve hükümetimizin barış politikasını güçlü bir şekilde onaylıyorlar.
Yabancı askeri üslerin tasfiyesinden yanayız. Başta Orta Avrupa olmak üzere askeri çatışmaların özellikle tehlikeli olduğu bölgelerde silahlı kuvvetlerin ve silahlanmanın azaltılmasından yanayız.
Yeni bir dünya bize, sadece rahatlık vaad ediyor. Yeni dünya bize kardeşilik, barış, savaşsız bir alem, vaad ediyor.
Yaşam yoksa var etmek gerekir onu. İnsancılığın başlıca temelidir bu. İnsana saygısızlık, bu temele boş vermekten kaynaklanır: “Nasıl olsa ölecek değil miydi?” Celladın sözüdür bu. “Var mıyım, yok muyum?” sorusu yalnız doğaya değil topluma da başkaldırmayı simgeler. Barışseverlik; savaştır, korkaklık değildir.
Yalnız kendi öz çocuklarımı değil, yalnız Türk çocuklarını değil, Amerikan, Rus, Alman, Ermeni, Çin, Çingene bütün çocukları seviyorum.