- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#aydınlanma
Aydınlamanın anlamı, değişmektir. Onsekizinci yüzyılda aydınlanma dini dogmaları ve zorbalığı yenmek anlamına geliyordu; yirminci yüzyılın sonlarına doğru, aydınlanma ırkçılığı, cinsiyetçiliği, homofobiyi ve diğer önyargılarını yenmek anlamına geliyordu; ve şimdi yirmibirinci yüzyılda aydınlanma, türcülüğü yenerek hayatın tümünü onore eden evrensel bir etiği kucaklamak anlamına geliyor.
Hayvan haklarına aslında "insan hakları" mücadelesinden geldim. 1980'lerin başlarında bir üniversite öğrencisiyken, Orta Amerika ve Güney Afrika gibi meselelerle ilgileniyordum, bunlar da 1980'lerin başlarında oldukça önemli politik konulardı. Hem Marks’ı hem de sol literatürden başka isimleri bol bol okuyordum, anti-emperyalist ve ırkçılık karşıtı gruplarda çalışıyordum, politik bir eğitimden geçiyordum. 24 yaşımdayken bir aydınlanma anı yaşadım, bir gece double cheeseburger yerken oldukça açık ve net bir şekilde, hayatımda ilk kez yediğim şeyin boğazlanmış bir hayvanın cesedi olduğunu anladım. Bu görüntü aklımdan çıkmak bilmiyordu, bu görüntüyle hayvandan meydana gelmiş o sözde yiyecek arasında bağlantı kuruyordum ve öylesine rahatsız oldum ki yediğim şeyi tükürdüm, yeniden et yemeye çalıştım ama yiyemedim. İçsel anlamda bir şeyler oluyordu, bu konuda hiçbir bilgim yoktu, herhangi bir kitap okumamış, bir konferansa filan da gitmemiştim, olay tamamen içsel bir durumdu, bir çeşit önsezi gibiydi. Bu olaydan kısa bir süre sonra vejetaryen oldum.
Şimdi, diyorum ki, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ya da aydınlanmamış olarak düşün.
Atatürk devrimini, Atatürkçülüğü iyice anlayabilmek için üç yönden incelenmesi gerekir: Felsefi bakımdan: bir aydınlanma hareketidir. Bir kalkınma modeli olarak: bütünsel (topyekûn) kalkınmadır. Siyasal, ideolojik program olarak: Altı Ok’tur.
Bilgi hazinelerine ulaşabilen insanların sayısı ne kadar artarsa, dini inançlardan kopuş da o kadar yaygınlaşır.
Felsefe yüksek bir dağ yoludur... ıssız bir yoldur ve yukarı çıktıkça daha da ıssızlaşır. Bu yolu her kim izlerse hiç korkmamalı, her şeyi geride bırakmalı ve kış karında güvenle ilerlemelidir... Kısa süre içinde altındaki dünyayı görür; kumsalları ve bataklıkları gözünün önünden kaybolur, düzgün olmayan noktaları düzelir, yırtıcı sesleri artık kulağına ulaşmaz. Ve yuvarlaklığını da görür. Kendisi her zaman saf ve serin dağ havasındadır ve güneşi görür, oysa aşağıdaki herkes gecenin karanlığıyla kuşatılmıştır.
Dünyaya onu gerçekten ve önemli konularda aydınlatmak için gelmiş olan kişi eğer bundan yara almadan kurtulursa kendini şanslı sayabilir.
Bilgeler, sıradan bir insanın "ben'"dedikleri şeyden sıyrıldığı takdirde evrenin geri kalanından ayrı oldukları hissini giderebileceklerinin binlerce yıldır farkındaydı.
Kitaplar sana aslında yeni bir şey öğretmez. Kitaplar aslında zaten senin içinde olanları görmene yardım eder. Aydınlanma budur.
Nihayet, kurdukları sistemin yanlışlığını görerek, insanlığa öğretilen bütün dinlere olan inancımı terk etmek zorunda bırakıldım.
Aydınlanma tehdit altındadır. Akıl da öyle. Gerçek de öyle. Bilim de öyle, özellikle Amerika'daki okullarda.
Yeni bir mantık dalgası var Amerika, İngiltere, Avrupa, Avustralya, Güney Amerika, Orta Doğu ve Afrika'yı etkisine alan. Yeni bir mantık dalgası var, hurafelerin tutunduğu yerde.
Sandıklar dolusu kitap okuyorum senelerce etrafımdakilerle ve kendi kendimle çarpışıyorum, birçok sevgilerimi, meyillerimi, ümitlerimi, kan ve göz yaşlarına bakmadan boğazlıyorum. Bütün bu didinmeler niçin? Kafamı rüya ve esatirden temizlemek, istiklallerin en güç elde edileni olan fikir istiklâline erişmek için değil mi?
Kıskançlık, nefret, açgözlülükle savaşılmayacağını, onun farkında olduğumuzda, üzerimizdeki bir güç tarafından onlara ışık tutularak kendiliğinden tasfiye olacağını, karanlığın ışık tutulduğunda kaybolacağını hissettim.
İnsanlar kendi düşünme gücüne egemen olabilecek, Artık zorbalık insanlık tarihinin geçmişinde kaldmıştır.