#araştırma

İnsanoğlu Tanrı hakkındaki düşüncelerinin gerçekçi bir muhasebesini yapacak olursa, tanık olduğu olayların bilinmeyen, gizli kalan nedenlerini dile getirmek için çoğu zaman «tanrı» sözcüğünü kullandığını itiraf etmek zorunda kalır. Bu sözcüğü, nedenlerin kaynağını bulamadığı, doğal olanın kaynağı anlaşılır olmaktan çıktığı zaman kullanmaktadır. Ya da nedenleri birbirine bağlayan zincirin halkalarını kaybettiği anda, sonucu Tanrı’ya bağlayarak sorunu çözer ve araştırmasına son verir. Bu yüzden, bir şeyin oluşunu tanrılara bağladığında, aslında zihnindeki karanlığın yerini, hayret duygusuyla önünde eğildiği alışılmış bir sese terk etmekten başka bir şey mi yapıyor?

Türkiye’de Çağdaşlaşma bir yapıt olarak Cumhuriyet’in doğuşunun 50. yıldönümünün kutlandığı yılda yayımlanmak üzere yazılmıştı. Cumhuriyetin doğuşu yıllarının kuşağından gelen bir kişi olarak o yıldönümünün kutlanmasına böyle bir araştırma ile katkıda bulunmak yazı ve öğretim yaşamımın en doğal, en mutlu göreviydi.

Araştırma, o kadar anlamlı ve değerli ki, varsayımları sonuna kadar saklayamaya istekliyim. Belki Tanrı’yı bulurum. Belki de bilimin benim için uygun olmadığını bulurum. Belki bir dağın tepesinde oturur ve meditasyon yaparım. Yolculuk etmek gene de buna değer.

Araştırma yapıldığı zaman ancak bilgi artırılabilir; bilgi artırıldığında ancak istek samimi olabilir; istek samimi olduğunda ancak akıl ıslah edilebilir; akıl ıslah edildiğinde ancak özel yaşam iyileştirilebilir; özel yaşam iyileştirildiğinde ancak aile yapısı düzeltilebilir. Aile yapısı düzeltildiğinde ancak devlet düzen içinde yönetilebilir.

Liste
Yükleniyor…