#anma

Bizler de şehitlerimizin aziz hatırasına layık olma gayreti içerisinde, şanlı bayrağımızın dalgalanması ve devletimizin payidar olması için var gücümüzle çalışacağız. Tarih boyunca vatanımızı ve milletimizi muhafaza uğruna kahramanca şehadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyorum.

Katledilen çocukların Uludere Devlet Hastanesi koridorlarında ve odalarında battaniyelere sarılmış mazot kokan cenazelerine tek tek baktım. Çok sayıda cenazenin yerde yan yana dizildiği boş bir hastane odasında birkaç dakika cenazelerle baş başa kaldım. Battaniyeye sarılı ölü çocuklar sanki bana şunları söylediler ve sanki ben gerçekten onları duydum. Dediler ki, “Bizi öldürdüler başkan, geç kaldınız. Biz hep yoksulduk, hep çalışıyorduk. Vatanımızın tel örgülerle bölünmüş iki parçası arasında ticaret için gidip gelmekti tek suçumuz. Vatanımız paramparça, şimdi de biz paramparçayız. Geç kaldınız başkan, geç kaldınız başkan. Biz her zaman yoksulduk, hep öldürülüyorduk. Bak bu sorunları çözemediniz, yine ölen biz olduk. Hoş geldin ama geç kaldınız başkan, geç…” Belki inanmayacaksınız, ama ben bu sözleri duydum. Mahcubiyetle, derin bir kederle Roboskili kardeşlerimin başında ağladım. Bunun hesabını sormak için de bundan sonra katledilmememiz için de elimden gelenin fazlasını yapma sözünü orada o çocuklara verdim.

Ölüleri düşünüyorum. Halkımızın özgürlüğü ve ekmeği için umutsuzca çabaladığı yıllarda kurban etmek zorunda kaldığı o milyonlarca ölüyü. Hepsinin üstünde de ölülerin içinde tek birini düşünüyorum: Nasyonal Sosyalist Reich'ının kurucusu Adolf Hitler'i. Sadakatleri hiç sarsılmamış olan milyonlarca insanla şu anda kendimi bir olmuş hissetmekteyim. İnsanca yaşamayı hak ettikleri halde ölüme mahkûm edildikleri için ölen insanları ve bunların başında da Mareşal Göring ile diğer Nürnberg kurbanlarını düşünüyorum. Burada toplanmış olan sizlerin, Hareket liderlerinin saflarınızda çok boşluklar var. Burada olmayanlardan bir kısmı savunmaları için kendilerine verilen bir bölgeyi kahramanca savunurken öldüler, bir kısmı da kendi elleriyle ve yine diğer bir kısmı da adalet kisvesi altında öldürüldüler. Bunlar arasında tüm halkımızca çok iyi tanınan ve gerek savaşta gerekse barışta millet için sadakatle çalışmış insanlar vardır. Savaşın son günlerinde ve bitiminden hemen sonra kendi hayatlarına son verenleri düşüyorum. Kocaları ile birlikte kendilerini öldürmeleri önlenemeyen kadınların temsilcisi olarak burada Führer'in karısının adını anmak isterim. Kocasının kaderini beş çocuğu ile birlikte paylaşan Bayan Goebbels'i düşünüyorum. Analar kendilerini öldürürken, açlıktan ölmelerine katlanamadıkları çocuklarını da götürmüşlerdir bu dünyadan...

Ülkemiz, bu vatan pek çok Seyit Onbaşılar çıkardı ama o edindiği üstün güçle, maneviyattan aldığı, o iklimden aldığı güçle o mermiyi topa sürdü ve en büyük fedakarlığı gerçekleştirdi. Bu köyde yaşadı. Seyit Onbaşı burada yatıyor. Biz de mezarının başında hep beraber dualarla yad ettik.

Liste
Yükleniyor…