Ilımlı bir şekilde düşünmek, yazmak veya konuşmak istemiyorum... Evi yanan bir adama sakince alarm çalmasını söyleyin; yağmacıların elinden hanımını sakin bir şekilde kurtarmasını söyleyin; anneye bebeğini yangının içinden sakin sakin çıkarmasını söyleyin; ama böyle bir durumda bana ılımlı ol demeyin..!
- Henüz kategori yok.
-
Daniel Day-Lewis'in "Anemone" Filmiyle Muhteşem Geri D…08.11.2025
-
Milan, Parma Deplasmanında Kritik Virajda: Allegri'den…08.11.2025
-
Bergen County Yargıcı, İç Zarfı Olmayan Oy Pusulaların…08.11.2025
-
Gönül Dağı Dizisinin Sevilen Oyuncu Kadrosu ve Yeni Ge…08.11.2025
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#aktivizm
İddia etmeye hakkı olduğunu düşünmüş, kendisi ya da düşüncelerini paylaşanlarla bir araya gelerek cesurca gidip onu iddia etmiş olan her insan doğrudan eylemcidir. Grevler ve boykotlar gibi tüm iş birliği deneyimleri esas olarak doğrudan eylemdir.
Nükleer silahlara karşı bir öğrenci çalışma grubu kurmak istiyorum ve mücadele arkadaşları arıyorum.
Köktendincilerin eylemciliği Irak, Afganistan savaşları olmaksızın da bir gerçekliktir.
Kelleme fiyat biçiyorlar. Bu nedenle kendi memleketim, Bangladeş’ten atıldım. 10 yıl Avrupa’da yaşadıktan sonra Hindistan’a, Kalküta’ya gittim. Orada da fetvalar boynuma yapıştı. Kitaplarım meydanlarda yakıldı. Haydarabat’ta bir kitabımı tanıtırken bir İslamcı köktendincinin saldırısına uğradım.
Eğer köktendincilerin bu gelişmelerini frenlemezsek, eğer hiç denetimsiz dilediklerini yapmalarına izin verirsek, eğer sol ve ilericiler her türlü köktencilik ve aşırı tutuculuğa karşı verilen laik ve hümanist savaşıma katkıda bulunmazsa günümüz uygarlığında dev gerilemeler yaşanabilir.
Şu ana dek hayvan özgürlüğü hareketinde Nat Turner ya da John Brown gibi isimler görmedik; ama ortaya çıkmaları belki de an meselesi, çıktıklarında da eylemlerinin haklı sebebini de beraberinde getirecekler. Ayrıca onlardan önce çabalayanlar da olmuş olacak. Mücadele gospeline göre: adalet yoksa, barış da yok.
Aynen 1980’lerde Latin Amerikalı köylülerin hem toprak hem de adil ücret istediği zaman komünist olarak aşağılanması gibi günümüzde doğayı şirket saldırılarına karşı savunan aktivistlere de terörist deniyor.
Gezegenin her bir yanında gözler önüne serilen devasa bir soykırım var, ve şu anda en çok ihtiyacımız olan şey devasa bir toplumsal direniş, ve ne şekilde olursa olsun dünyaya ve hayvanlara karşı yürütülen bu total savaşı durdurmak. Öfkeye, direnişe, korkusuzluğa, fedakârlığa, bedenlerimizi öne sürmeye, gerekirse özgürlüğümüzü ve hatta hayatlarımızı riske atmaya ihtiyacımız var. Akademisyenler nihayetinde politik eyleme ve devrimci değişimlere sürekli engel olan, kendi çıkarlarına düşkün kariyeristler, hayvan soykırımından para kazanan çıkarcılar, bürokratik görevliler, devletin hizmetçileri ve teorik fetişistler topu topu.
Akademisyenlerin çoğundan farklı olarak öğretme eyleminin ve araştırmanın aktivizme ve günün acil konularına bağlanması gerektiğine inanıyorum. Çevresel yıkım, türlerin yok oluşu ve avcı küresel kapitalizme boğulmuş bir dünyada, akademisyenlerin toplumsal dönüşümlerle ve devrimci değişimlerle ilgisi olmayan soyut konularla uğraşma lüksü olmamalı. Tersine; akademisyenler toplumsal hareket ve topluluklarda tahakküm, hiyerarşi, refah ve iktidarın elitler arasında giderek daha konsantre hale gelmesi, sürüp giden hayvan soykırımı ve gezegen çapında yaşanan ekolojik çöküşün sebepleri ve dinamiklerini anlayacak ve onu dönüştürmeye yardımcı olacak becerilerini kullanan organik entelektüeller olarak çalışmalılar.
Julian Assange’a bakın. Yaptığı şey, doğrudan terörizm değil, ancak İsveç’te tecavüzcü olduğuna dair suçlamalara daha yakından bakarsanız bu bir saçmalık.
Bebeklerin işkence görmesinin tamamen yasal olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Bir bebek işkence odasının yerini keşfediyorum. Bebek işkencesinin yasa dışı ilan edilmesi için kampanya düzenleyebilirim, ama bu kampanya bebekleri bugün, yarın ya da önümüzdeki aylar boyunca ya da seneler boyunca işkence görmekten kurtarmayacaktır. İşkence odasını yıkabilirim, ama işkence yapan kişinin son derece kararlı olduğunu biliyorum, muhakkak kısa sürede yeni bir oda hazırlayacaktır. İşkenceciyi hapse atacak türden bir yetkim de yok. O yüzden onu öldürüyorum. Benim bu eylemim meşru mudur?
Bilim adamları, eylemciler, ve tüketicilerin karbon salınımının azaltılması ve yağmur ormanlarının korunmasına yönelik çağrıları muhafazakâr propaganda, politik rüşvet ve kapitalist reklâmlar arasında kayboldu gitti.
Her hayvan aktivistini ve hayvanları seven herkesi bir SOSYALİST DEVRİMCİ yapmalıdır.
Ben dahil birkaç devrimci başarılı olmasa bile yine de bir devrim girişiminde bulunulacağına inanıyoruz. Ama daha akla yakın olan olasılık, kapitalizmin kendi ağırlığı altında kalarak çökeceği.
Fakat bir hayvan aktivisti olabilir, hayvan haklarını destekleyebilir ve Hayvan Hakları'nı desteklemeden zulüm ve sömürüye karşı çıkabilir.
ALF kürk dükkânlarını yakıp yıktı, laboratuvarları bastı, her baskında yüzlerce hayvanı ölümden kurtardı ve milyon pound’la ifade edebileceğimiz bir zarar yarattı. Bir de görünmez zararlar var: Bu eylemlerin sonucunda şirketlerin sigorta maliyetleri yükseldi ve ekstra güvenlik tedbirleri almak zorunda kaldılar. Ayrıca, hiçbir şüpheye yer bırakmadan söyleyebilirim ki, ALF’in yıllar içinde kurtardığı hayvanların sayısı milyonları buldu. Toplam sayıyı tahmin etmek imkânsız. ALF sayesinde, laboratuvarlarda kullanılmak üzere kedi, köpek, tavşan ve diğer hayvanları üreten pek çok merkez, birçok kürk dükkânı ve kasap kapatıldı. Hayvanlara zulmedenler, er ya da geç, karşılarında ALF’i bulacaklarını ve işlerinden olacaklarını idrak ettiler.
Sirklerde, çiftliklerde, laboratuvarlarda, mezbahalarda ve diğer şeytani karanlık yerlerde acı ve korkudan başka seçenekleri olmayan kardeşlerime. Üzgünüm, ben çok üzgünüm. Ama savaş devam edecek. Sömürülen, suistimal edilen tek bir hayvan kalıncaya dek devam edecek, ve bir tek hayvan kalması bile bizim için fazla. Son birey de özgür kalana dek savaş devam edecek. O son zaferi kazanacak olanlar, sizlere teşekkür ederim. Sizlere çok teşekkür ederim. Bu arada, hayvan özgürlüğü için mücadele etmeye devam edelim, her ne şekilde olursa olsun.
Tek tek patentlerle savaşmak yazılım patentlerinin tehlikesini azaltmayacak, bu aynı sivrisinekleri ezip sıtmadan kurtulmaya çalışmak gibi.