#akıllı tasarım

En çok sevilen ya da değerli şey özene bezene tasarlanır ve dikkatle imal edilir. İnsan Tanrı gözünde en değerli varlık olmasına karşın en çok defekti (bozukluğu) olan tür gibi görünüyor. Şimdilik insan soyunda adı konmuş 9000 çeşit kalıtsal hastalığın olduğu bilinmektedir. Bir fabrika düşünün ki 9000 çeşit bozukluğu olan bir ürün imal ediyorsunuz ve buna da akıllı tasarım diyorsunuz. Ya akıllılığı bilmiyorsunuz ya da tasarım ne demektir onu bilmiyorsunuz. Sıkıştığınızda takdiri ilahi diyorsunuz. Bütün bunları görebilmek belirli bir sezinlemeyi, bilgiyi ve en önemlisi yargılamayı gerektirir. İnsan doğası gereği benmerkezli (antroposentrik) olduğu için her şeyi kendi çıkarı açısından değerlendirir. Ben yaşıyorsam ve özellikle de iyi yaşıyorsam bu çok iyi kurulmuş tanrısal bir düzenin sonucunda olmaktadır. Ancak henüz erginliğe ulaşamadan ölen kardeşlerim için böyle bir yargı geçerli değildir. Benim çocuklarımın eli yüzü düzgün ise bu Tanrısal bir tasarımın sonucudur ancak komşunun bütün aileyi sıkıntıya sokan sakat doğmuş çocuğu ‘Tanrı’nın benim halime şükretmem için yapmış olduğu bir düzenlemedir’. Tanrısal tasarımda acaba bencillik ve narsistlik bir ön koşul mudur?

Ancak bir evrimciye sorarsanız; insan güneş ışığının çok yoğun olduğu Doğu Afrika’da evrimleştiğinden D vitamininin oluşması için ek bir kaynağa ihtiyaç duyulmamıştı. Ne zaman ki kuzeye yayıldı, eksiklik ortaya çıktı. Demek ki bir enlemden başka bir enleme geçince akıllı tasarım akılsız tasarım haline dönüşmüş.

Bugün hangi çocuk doktoruna giderseniz gidin çocuğa bakmadan D vitamini de içeren bir ilaç yazıyor. Bunu muhakkak almalısınız diyor. Burada birisi yanılıyor ya doktor ya da doğaüstü güç. Çünkü akıllı tasarım olsaydı, ana sütü ile birlikte bu maddeler de verilmiş olurdu.

Bu kadar kusuru görmezlikten geliyor. Ancak en önemlisi normalin ve anormalin ne olduğunu tam bilmiyor. Örneğin deniyor ki; ‘Bak ne güzel yiyecekler verilmiş’. Ne verilseydi aynı şeyi söyleyecektiniz. Başkasını bilmiyorsunuz ki? Ne güzel renkleri görüyoruz diyorsunuz. Başka renkleri tanımıyorsunuz ki bu yargıya varıyorsunuz. Gördüğümüz renkler ışık bandının yüzde biri bile değil. Akıllı bir tasarım olsaydı biz çok daha zengin renkleri görecektik.

Biyolojik sistemlerin aslında çok akılsızca tasarlandığını vurgulamak istiyorum ve soruyorum: Nasıl bir tasarım olsaydı normal veya akılsız tasarım olacaktı? İnsan çok akıllı bir tasarımın ürünü değil. Bugün genetik olarak ismi konmuş 9.000 çeşit hastalık var. Bir fabrika düşünün ki 9.000 çeşit hatayla üretim yapıyor. Bunun yanı sıra prostat, apandisit, yirmilik diş gibi bazı yanlış oturtmalar var. Sonra erkekler neden sünnetli doğmuyor? 2.000 yıldan beri en az on milyon çocuğun enfeksiyon yüzünden öldüğünü söyleyebiliriz. Tanrısal bir tasarım, sünnetli dünyaya getirerek bu kadar suçsuz insanın ölmesini önleyebilirdi. Başka bir örnek de kaslarımız. Boyları kemiklerimizin boyuna uygun olmadığı için vücudumuzda ağrılar oluyor. Her şeyi bir yana bırakın doktorluk diye bir meslek var. Doktorluk hasarlı tasarımı ortadan kaldırma mesleğidir.

Liste
Yükleniyor…