Bir tohum verdin çiçeğini al. Bir çekirdek verdin ağacını al. Bir dal verdin ormanını al. Dünyamı verdim sana bende kal.
- Henüz kategori yok.
-
ASKİ'den Ankara İçin Güncel Su Kesintisi Duyuruları ve…08.11.2025
-
Yatsı Namazı: Vakitleri, Kılınışı ve Manevi Önemi08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Spalletti'nin İlk Sınavı ve R…08.11.2025
-
Süper Lig'de Kasımpaşa Göztepe Maçı Heyecanı: Detaylar…08.11.2025
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#adanmışlık
Küçük bir grup düşünceli, kendini adamış yurttaşların dünyayı değiştirebilceklerinden şüpheniz olmasın. Aslına bakarsanız, dünyayı değiştiren tek şey bu.
Bir kadın üniversite eğitimine başladığında sadece kafasıyla zekasıyla değil tüm istemiyle, tüm insanlığıyla kendini veriyor.Sadece bilgi edinmekle kalmıyor, yaşamdaki zihinsel devinimde de küçük bir pay sahibi oluyor.
Çok daha az insan görüyorum; işi ile bütünleşmiş ve kendisini ona adamış. İşini kendisini gerçekleştiren en önemli amaç olarak yaşayan.
Tanrılar bir şarkı için biz o şarkıya dönüşünceye kadar, bizden ne çok bedel alırlar!
İdeallerimiz uğruna, çevremizi aydınlatmak ve devşirmek yolunda yaşamımızı koymalıyız.
Tanrıkullarının dualarına kulak verip, işledikleri sevapların çetelesini tutamayacak kadar meşgul olsa bile, onlar Tanrı'yı bir an bile akıllarından çıkarmadan sürdürürlerdi yaşamlarını.
Çoğu insan gerçek mutluluğun kaynağı konusunda yanılır. Gerçek mutluluk için kendini tatmin etmek değil, kendini buna değecek bir şeye adaman gerekir.
Şimdi yeniden doğsam, tüm çektiğim sıkıntıları bilmeme rağmen davam için yine tiyatrocu olurdum.
Al bu kulübü sırtına yükle, götür bakalım dediler. O gün bugündür kulüp benim sırtımdadır.
Ben sizleri fedakârlığa davet ediyorum. Yalnızca kendini feda etmeye hazır olanları çağırıyorum.
Çocuktum, yaşamımı tiyatroya adadım: Hem sevdiğim bir işte, bir sanat kolunda çalışmak için, hem de bu sanat dalının toplumun yüreğinde çiçekler açtıracağına inandığım için... Bu inanç o kadar derine kök saldı ki, yarın kıyamet kopacağını bilsem bugün 'bir tiyatro daha açarım' diyecek ölçüde bir saplantı gibi. Saplantı sözcüğü abartılmış sayılmasın; tam anlamıyla yerinde. Çünkü, yeryüzünde tiyatronun binbir derde deva olduğuna inandım bir kez. Bütün kötülüklerin, insanın insandan kopmasından, uzaklaşmasından; birbirlerinin sıcaklığını, sevgisini duyamadıklarından doğduğuna inanç getirdim bir kez. Artık beni bu inançtan bu kanıdan kurtaramazdı kimse. Onun için, bu yolu doğru yol belledim. İyiliğe, güzele, gerçeğe çıkaran yol.
Bir şeyi yapmak için onu çok sevmelisiniz. Bir şeyi sevmek için ona delicesine inanmalısınız.
Radyoculuk ve televizyonculuk çok ihtimam ve sevgi gerektiren bir iş. 20 yılı aşkın süredir bu işi her zaman büyük bir zevkle yaptım ve ayaklarım hiçbir zaman geri geri gitmedi. Çünkü bu iş sevilmeden yapılabilecek bir iş değil, hele bir başka pozisyona atlayabilmek için yapılacak bir iş hiç değil.