Benim cebimde birkaç papel var, sizin cebinizde birkaç bin... Bu niçin? Bu fark nereden geliyor? Siz, Allah'ın, benden ziyade sevgili kulları mısınız? Hiç sanmam. Çoktandır Cenab-ı Hak dünyanın sosyal, ekonomik işlerine karışmıyor. Haşa, kendinden bu kadar idaresizlik umulmaz. İnsanlardan nefret ederek dünya işlerini şeytana bırakmış olmalı.
- Henüz kategori yok.
-
İstanbul Havalimanı'nda 'Kim Olduğumu Biliyor musun' S…09.11.2025
-
Inter Miami, Nashville Maçında Yenildi: Messi'nin Golü…09.11.2025
-
Kenan Yıldız'lı Juventus, Sporting CP Karşısında Galib…09.11.2025
-
Gülben Ergen'in ABD Turnesi Sonrası Bornozlu Hamburger…09.11.2025
-
Inter Miami - Nashville SC Playoff Serisinde Final: Kr…09.11.2025
-
Tekirdağ'da Kapsamlı Elektrik Kesintileri Duyuruldu: İ…09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#adaletsizlik
Azınlığın servetini koruyup çoğunluğun açlığına çare düşünmeyen hükümetlerin hiçbiri bu dünya yüzünde kalıcı olmayacaktır.
Tanrı gibi taparlar elin üç paralık dürzüsüne. insanı ister istemez şair yaparlar.
Demokrasi, kapitalist bir sistemde imkansızdır. Kapitalizm, adaletsizlik diyarı ve en fakirlere karşı en zenginlerin tiranlığıdır.
Bizim sorunumuz sivil itaatsizlik değil. Bizim sorunumuz sivil itaat. Bizim sorunumuz dünyanın her tarafındaki insanların kendi devlet liderlerinin dikte ettiği şeylere itaat etmiş olması ve savaşa gitmesi, milyonlarca insan işte bu itaat nedeniyle öldürüldü. Bizim sorunumuz dünyanın her yerindeki insanların yoksulluk, açlık, aptallık, savaş ve zulüm karşısında itaatkâr olması. Bizim sorunumuz hapishaneler adli suçlularla dolup taşarken, büyük hırsızların ülkeyi yönetmesi ve insanların bütün bunlara itaat etmesi. İşte bizim sorunumuz bu.
Hangi ülkede hangi çocuğun kaç lokma ekmek yiyeceğine, servet sahiplerinin bir araya geldikleri kahvaltılarda ve yemeklerde karar verilir.
Adil olmayan yasalar mevcuttur: Onlara itaat etmekle yetinelim mi, yoksa bu yasaları değiştirinceye kadar onlara itaat mi edelim, yoksa bu yasaları ihlal mi edelim? (...) Fakat bilinmelidir ki, devletin kendisi çözüm olarak mevcut kötülükten daha kötüdür.
Burada ahlâken yozlaşmış insanları bulup onları gözlem altında tutabilecekleri iyi maaşlı işlere koyanlar var. Doğru düzgün, güvenilir insanlar da açıkta kalmakla yetinmek zorunda kalıyorlar.
Açlıktan ölen her çocuğun katilleri vardır. İhtiyacından çok tüketerek sınıf atlamaya çalışanlarda suç.
Roboskî katliamı (Uludere katliamı) ve davası büyük bir kırılma noktası, bir mihenk taşı oldu. Bu ülke artık bir katliam, bir inkâr, bir adaletsizlik daha kaldıramayacak duruma geldi. Biz Fırat’ın batısında yaşayanlar, Fırat’ın doğusunda olanları biliyor, duyuyor ve görüyoruz artık. Ve sessiz kalmaya niyetimiz yok.
Haksız yasalar vardır. Onlara memnuniyetle itaat mi edelim, yoksa değiştirme çabasına mı girelim?
Bir insanı haksız yere içeri tıkan bir yönetimde, onurlu her insanın olması gereken yer cezaevidir.
Bu dünyada namuslu insaniyetli oldun mu alaya alınıyorsun. Zorba, katil oldun mu saygı, itibar görüyorsun.
Adaletsizliğe tahammül etmek göreceli olarak kolaydır. Asıl yüreği sızlatan adaletin kendisidir.
Milyonlarca insan derin, akıllara durgunluk veren bir yoksulluk içinde doğarak yaşamakta ve ölmekte. Bu böyle mi olmalı..?
Milyonlarca insan doğuyor, derin bir sefalet içinde yaşıyor ve ölüyor. Bu böyle mi olmalıdır? İçlerinde doğuştan akıllı milyonlarca insan, hayvan gibi başıboş ve cahil kalıyor.
Ekmeğini çalıyorlar. Sonra sana ondan bir parça veriyorlar. Sonra sana cömertliklerinden dolayı teşekkür etmeni emrediyorlar. Ne kadar da küstahlar..