ABD olmaksızın Batı, Avrasya kara parçasının ucunda, küçük ve önemsiz bir yarımada üzerinde dünya nüfusunun küçük ve gerileme halindeki bir parçası haline gelir.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#abd
Çok medeniyetli bir ABD, Amerika Birleşik Devletleri olmayacaktır; Birleşmiş Milletler olacaktır.
Eğer ABD Çin'in Asya'daki egemen güç olarak yükselişine meydan okursa muhtemelen büyük bir savaş çıkacaktır.
ABD, iki potansiyel tehdidi dengelemektense bir mevcut tehdide karşı doğrudan seferber olmak konusunda çok daha yeteneklidir.
Tarihsel olarak Batı genellikle birkaç çekirdek devlete sahip olmuştur ve şimdi iki çekirdeği vardır; ABD ve Avrupa'da Franko-Alman çekirdek devleti ile bunlar arasında kalmış ek bir güç merkezi olarak Britanya.
Ve silahlı kuvvetlerinin tümüne yakını Irak ve Afganistan'da meşgulken, Batı'nın hiç öngöremediği, ne yapacağını hiç bilemediği, çaresizlikle izlemek zorunda kaldığı tarihsel bir gelişme oldu: Arap halkları Amerika'nın onyıllardır beslediği ve güvendiği diktatörleri birer birer devirmeye başladı.
Ben egemen bir devletin başkanıyım ve uzun zaman önce koloni olmaktan çıktık. Benim Filipinliler dışında bir efendim yok. Kimse! Saygılı olmak zorundasın. Sadece soruları ve açıklamaları ortaya atamazsın. Orospu çocuğu, sana o forumda küfredeceğim.
Birleşik Devletler'in güçlü bir müttefiki olan İran, 1979 devrimiyle birlikte bölgede ve dünya çapında ABD'nin en inatçı mühaliflerinden biri haline geldi. Bugün, Afganistan ve Irak'taki savaşlar nedeniyle İran sınırlarında Amerikan askerlerinin konuşlandırılması, Birleşik Devletleri ve İran'ı her şeye rağmen bazı ortak çıkarları paylaşan, tetikte rakiper ve komşular konumuna getirdi. Tüm bunların nedeni, İran'ın nükleer programları ve terörizmle olan ilgisidir.
5 yıl (ABD) California'da yaşadım. Durum çok kötüydü, kuzeyden güneye kadar sokaklar evsiz insanlarla doluydu. Türkiye'nin ve California'nın nasıl olduğuna bakmamız lazım. Bana göre Türkiye çok iyi bir konuma geldi.
ABD'nin Irak'ta savaşan bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız.
Tek taraflı yaptırımlarla bizi yolumuzdan çevirmeye çalışıyorlar. AB'nin yaptırım tehditleri vardı. Dün de ABD yaptırımları açıklandı. Çok net ifade ediyorum. 2017'den bu yana CAATSA konusunda hiçbir ülkeye bu yaptırım uygulanmamıştır. İlk defa bir NATO üyesi olarak ülkemize uygulanmaktadır. Bu nasıl bir ittifaktır, bu nasıl bir müttefikliktir. Bu karar ülkemize aleni bir saldırıdır. Gerekçe Türkiye'nin Rusya'dan S400 savunma sistemi almış olmasıdır. ABD kendi elindeki hava savunma sistemlerinin ülkemize satışına izin vermiyor. F35'lerin bine yakın parçasını Türkiye üretiyor. ABD ihtiyacımızı başka yerden karşıladık diye yaptırım silahını çekmiştir.
Avrupa Birliğinden bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz. Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusundayız. Rusya ve İran gibi köklü tarihi münasebetlerimizin bulunduğu ülkeleri asla göz ardı edemeyiz.
Ve tabii ben özellikle Diyarbakır'a çok farklı bakıyorum. Yani Diyarbakır, istiyorum ki şu anda yani Amerika'nın da hani düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir.
Irak'ta savaşan kahraman erkek ve kadın Amerikan askerlerinin olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum.
Bakın, şimdiden söylüyorum, seçimlere daha 11 ay var ama Obama kazanacak. Cumhuriyet Parti hiç bu kadar uzlaşmasız, yetişkinlikten uzak hatta bir çocuk gibi davranan tavırda olmamıştı. Cumhuriyetçi adaylar çok zayıf: Mitt Romney’in açık zaafları ortada, kimseye hitap etmiyor. Obama açık farkla kazanacak. Önemli şeyler yaptı. Hayatımda gördüğüm hiçbir başkanın yapmadığı kadar...
Britanya, Washington'un ve onun ülke içindeki tellalarının aksine, verdiği mesajları allayıp pullamakla pek uğraşmaz. Britanya yepyeni bir açık sözlülükle, geçmişten gelen emperyal bir geleneğe atıfta bulunur; ABD ise yoluna çıkan herkesi ezip geçerken, bu işi bir aziz kisvesine bürünerek yapmayı tercih eder.
AKP'ye oy vermek demek, İsrail ve ABD'ye oy vermek demektir! AKP'yi teşkil eden, kuran, kurduran, kendi planları için bütün bu senaryoları tanzim eden Siyonizm'dir.
Emperyalizmin iyisi yada kötüsü yoktur. "ABD kötü, Almanya iyidir" demek yanılgıların en kötüsüdür.
Büyük Ortadoğu Projesi bölgedeki totaliter, gerici, monarşik, baskıcı rejimlerin devrilmesini amaçlayan bir projedir. Amerikan Silahı ile de olsa...
Tayyip Erdoğan‘ı 12 Eylül doğurdu! Erdoğan, 28 Şubat’tan çok önce ABD’nin adayıydı. Aydınlık dergisi, 21 Ekim 1996 tarihli sayısında, yani 28 Şubat 1997’den önce bile şu kapakla çıkmıştı: “Abramowitz Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor.”
28 Şubat Amerikancı değildi, tersine Türkiye’nin Avrasya içinde, Rusya ve İran ile de ittifaklar oluşturması gerektiğini savunuyordu. Nitekim ABD, 28 Şubat kararlarından önce, Türk Ordusu’nun hizadan çıktığını savunuyordu.