#1982 anayasası

Halk oylamasından önce yeni anayasa taslağını önüme getirdiklerinde, Türkiye cumhurbaşkanlarının iki dönem görevde kalmalarına imkân veren bir hüküm vardı. Sadece "bir dönem" olmalı diye taslağa madde koydurttum. Görevini tamamlayan cumhurbaşkanlarının TBMM'nin tabii üyesi olmasını öngören bir madde de vardı. Bunu da çıkarttım.

Biz Anayasa’yı yaparken Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunu kurduk ve bunun içine Atatürk'ün vaktiyle kurduğu Dil Kurumuyla Tarih Kurumunu da dâhil ettik. Yani bunun içinde Dil Kurumu da vardır, Tarih Kurumu da vardır. Atatürk Araştırma Merkezi vardır. Atatürk Kültür Merkezi vardır. Dört tanedir. Başında da bu Yüksek Kurul vardır. “Bu yönetim, yani askerî idare, Anayasa’yı yaparken Atatürk'ün vasiyetini ortadan kaldırdı.” diyorlar bize. Biz Atatürk'ün vasiyetini kaldırmadık. Atatürk'ün vasiyeti şudur: Vefat etmeden evvel bir vasiyet bıraktı ve gelirlerinin bir kısmını kız kardeşine, büyüttüğü çocuklara ve bazı kimselere verdi. “Maaşımdan şu kadar şuna verin, bu kadar buna verin, artanı da yarı yarıya Dil Kurumuyla Tarih Kurumuna verin.” dedi. Vasiyeti bu. Biz bunu bozmadık ki. Yine İş Bankasından kazanılan parada onun hissesi vardır. O kazanılan paraların yarısını Dil Kurumuna, yarısını da Tarih Kurumuna veriyoruz. Bunda bir değişiklik yapmadık. Zaten kaldıramayız ki. Öyle bir yetkimiz de yok. Vasiyet ortadan kalkar mı? Mümkün değil. Ama gelin görün ki illa bize bir çamur sıçratacaklar, maksatları bu.

Anayasa'nın referanduma sunulması esnasında zarfların şeffaf olduğu, renklerin göründüğünü söyledi arkadaşımız, kimse. Külliyen yalandır! Hatta Avrupa Konseyinden, Avrupa ülkelerinden müşahitler geldi. Sandıkların başlarında. Anayasa oylamasından sonra, "Çok dürüst bir anayasa oylaması yapılmıştır." diye de rapor verdiler. Yani onu kabul etmiyorum. Zarfların içindeki beyazla mavi görünmezdi. Zarflar sanki görünüyormuş, şeffaf, yalandan yapılmış, öyle bir ifade kullandı.

Liste
Yükleniyor…